1920 YILINDAN GÜNÜMÜZE TBMM

23 Nisan 1920’de Ankara’da Hacıbayram Camii’nde Cuma namazından sonra dualarla açılan ilk TBMM’den bu yan 91 yıl geçti. O zamanlar İstanbul’da bulunan Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nı İngiliz askerleri...

23 Nisan 1920’de Ankara’da Hacıbayram Camii’nde Cuma namazından sonra dualarla açılan ilk TBMM’den bu yan 91 yıl geçti. O zamanlar İstanbul’da bulunan Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nı İngiliz askerleri basmış, ele geçirdikleri vatanperver milletvekillerini Malta’ya sürgün etmişlerdi. Bunun üzerine Ankara’da bulunan Heyet-i Temsiliye başkanı Mustafa Kemal Paşa bildiri yayınlamış, İstanbul’un işgal edildiğini, Osmanlı Devletinin egemenliğinin sona erdiğini ve bağımsızlık savaşının başladığını bildirmişti. Mustafa Kemal bildiride “Giriştiğimiz kutsal bağımsızlık savaşında Allah’ın yardımı bizimledir” diyordu. İslam dünyasına bildiriler yolluyor, Avrupa ve Amerika kamuoyuna “Türkiye’ye reva görülen muamelenin insanlığın haysiyet ve şerefiyle bağdaşmadığını” belirtiyordu. Mustafa Kemal o günler askeri erkân ve Anadolu’nun önde gelen kişileriyle görüş alış verişinde bulunmuş, meclisin Ankara’da toplanması için bildiri yayınlamıştı. O dönemi yaşayan ve meclisin ilk memurlarından Hıfzı Veldet Velededeoğlu anılarında o günleri şöyle anlatır:

“23 Nisan 1923’te, Hacı Bayram Camiinde, Cuma namazından sonra yapılan bir törenle İstanbul’dan gelen eski milletvekilleri ve ülkenin değişik yerlerinden seçilen vekillerle meclis açıldı. O gün Nisan ayının güneşli günlerinden biriydi. Hacı Bayram Camiin önünde bir alay düzenlendi. Alayın önünde üzerinde kutsal ayetler yazılı sancak taşınıyordu. İki tarafta bir manga asker yer almıştı. Sarıklı, kalpaklı, fesli mebuslar, şehir yöneticileri, yüksek rütbeli askerler ve halk Hacı Bayram Camii’nden meclisin açılacağı binaya kadar yürüdüler. Mustafa Kemal de törene katılmıştı. Şimdi Ulus meydanında müze olan Meclis binasının önüne varılınca kurbanlar kesilmiş dualar yapılmıştı. Mustafa Kemal, kapıya bağlanan kırmızı-beyaz kurdeleyi kestikten sonra Meclise girildi. Meclis’in tam üye sayısı 390 idi. Ancak, açılış günü 115 milletvekili katılabilmişti. Meclis kürsüsünün arkasındaki panoda Arapça olarak, “İşlerinizde meşveret ediniz” ayeti yazıyordu. Zaman gelecek bu levhanın yerini, Türkçe; “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” yazısı alacaktı. İlk toplantı Meclis’in en yaşlı üyesi olan Sinop milletvekili Şerif Bey başkanlığında yapılmıştı. Meclis bu hava içinde ilk oturumunu tamamladı. Ertesi günkü oturumda, Mustafa Kemal söz aldı, ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatan uzun bir konuşma yaptı. Meclisteki 390 milletvekilinin 233 kişisi asker, memur ve diğer kamu görevlisi, 47 kişi de din görevlisiydi. Geriye kalanlar çiftçi, tüccar ve aşiret reisiydi”.

İlk meclis böyle dualarla açıldı ve savaş ortamında büyük bir olgunlukla çalıştı. Sevr Antlaşmasıyla vatanımızı, paylaşmak isteyen Yunanlılardan, Ermenilerden, Fransızlardan, İtalyanlardan İngilizlerden kurtarmakla kalmadı, milletimizin geleceğini ve onurunu kurtardı. Ülkenin işgalcilerle kuşatıldığı, var olmak veya olmamak arasındaki nazik bir ortamda, ilk mecliste vatan ve millet davası öncelik taşıyordu. Kuva-yı Milliye ruhunun hakim olduğu bir coşku vardı. İngiltere Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu elimizden almak kendince, Karadeniz kıyılarında Pontus Rum devleti, doğuda Ermenistan ve Kürdistan kurmak için çalıştığı bir zamanda bölge halkımız vatanperverane bir şekilde İngilizlerin ayrımcı politikalarına karşı çıkmış onların ajanlarını ülkeden kovmuştur. İlk Meclis böyle çalışmış, bu ülke böyle kurulmuştur.

O günlerden günümüze kadar geçen süre içinde TBMM çeşitli olaylara ve durumlara sahne oldu. Ama ülke bütünlüğünden taviz vermedi. Son olarak iki hafta açılan TBMM’nin 24’üncü yasama dönemi üzücü olaylara sahne oldu. Yemin, Meclis’te görev yapmanın kaçınılmaz şartı olduğu” halde 170 milletvekili yemin etmedi. Gerekçe hepimizce malum, tutuklu olup da milletvekili seçilenlerin serbest bırakılmaması ile milletvekili olmaya engel hüküm giymiş olanların mazbatasını alamamaları. Çözümün yolu Meclis’te aranması gerekirken hepimizi üzen sesler yükseliyor. Bazı milletvekilleri yemin etmiyor, bazıları Diyarbakır’da toplanacaklarını açıklıyor! Durumları tartışmalı bazı kişilerin milletvekilliği millet-vatan davasının önüne geçmiş görünüyor. Genel seçimleri ayrılıkçı güçler amaçlarına malzeme ediyor ülke bütünlüğüne kasteden görüşler ortaya atılıyor. İlk meclisin açıldığı 1920’den bugüne Türkiye çok büyüdü ve gelişti, bölgesel gücün ötesinde küresel güç haline geldi. Bu durum Türkiye’nin yakın dostlarını sevindirirken uzak düşmanlarını rahatsız etmeye başladı. Milli Mücadele yıllarında ülkemizi paylaşmak için çalışan ancak başarılı olamayanlar bugün ülkemizi bölmeye çalışıyorlar. Ülkemiz büyük ve güçlü bir ülkedir. Koca bir imparatorluktan sonra coğrafi sınırlarımız 1918 öncesine göre daralsa da “Türkiye küçülerek büyümüştür”. Türkiye milletimizin geleceği, Karadeniz’in Kuzeyinden Hint Okyanusuna, Adriyatik denizinden Çin seddine kadar uzanan sahalardaki halkların ilgi odağıdır. Halkımız, doksanbir yıl önce ilk meclisi açanların torunları olarak, milletvekillerinin yemin etmelerini, ülkemizin girdiği gelişme sürecini baltalamamalarını, “vatanımızın selameti için çırpan kalplerden” beklemektedir. Vatan sevgisinden birlik ve beraberliği zedeleyen ülke ve millet sevgisi yerine dış etkilerle hareket eden ve edeceklere halkımız dersini verecektir. Siyasetin temeli uzlaşmadır. Temelde birbiriyle uzlaşan halkımızın siyasette de beklentisi budur. Bu görüş ve düşüncelerle zaman “uzlaşma” zamanı olduğunun bilincinde, halkın beklentisi doğrultusunda, bütün milletvekillerini TBMM’nin kuruluş felsefesine uygun olarak yemin etmelerini ve sorunların mecliste çözülmesini temenni ediyoruz.

Prof.Dr. Yaşar AKBIYIK, Abant İzzet Baysal Üniversitesi eski rektörü.

10 Tem 2011 - 22:03 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.