Ülkemiz, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıllar süren çöküşü ve yıllarca süren savaşlar nedeniyle yoksul bir toplum olarak Cumhuriyet’e adım attı. Bizim kuşağımız da yoksulluğu iliklerine kadar yaşamış bir kuşaktır. Hele bizden önce ninelerimizin ve dedelerimizin yaşam hikayelerini dinledikçe insanın inanası gelmiyor. Bunların çocuklara, gençlere ve yeni kuşaklara aktarılması gerekiyor ki, geçmişimizi öğrensinler, nereden nereye geldiğimizi bilsinler.
Gençlerimiz o kadar önemli ki, onlar bizim ve ülkemizin geleceği. Yüce Atatürk “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk. O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.” demiştir. Daha yolun başında olan gençlerimiz, çok şeyler yapabilir. Hiçbir zaman “Ben yapamam.” duygusuna kapılmamalıdır.
Öncelikle gençlerimizin çok okumaları gerekiyor. Bilgilerimiz çok çabuk eskiyor, değişiyor. Mutlaka okuyalım ki, bunlardan haberdar olalım, tarihimizi ve geçmişimizi bilelim. Dün geçmişte kaldı, yarını bilmiyoruz, bugünü yaşayalım diyoruz, ancak geçmişten ders almayanlar, geleceği sağlıklı bir biçimde inşa edemezler.
Üniversiteyi bitirseniz bile, eğer bu bilgilerin üzerine yenilerini eklemezseniz, 10 yıl sonra ilkokul mezunu cahil bir insana dönersiniz. Bu teknoloji çağında bilgiler bir iki yılda eskiyor. Tarih ve coğrafya bilgilerimiz bile değişiyor. Yeni belgeler ortaya çıkıyor, yer altından eski çağlara ait eşyalar bulunuyor, daha önce öğrendiğimiz tarih bilgimiz yerle bir oluyor. Coğrafyada bile yeni ülkeler kuruluyor, ülkeler dağılıyor, sınırlar değişiyor. Bunları öğrenmezsek eski bilgilerimiz bir anlam ifade etmiyor o zaman.
Başarılamayacak hedef yoktur, hayal edilmemiş hedef vardır, derler. Gerçekten de bugün kullandığımız telefonlar, televizyonlar, bilgisayarlar, uçaklar, gemiler hep insanların hayal ederek gerçekleştirdikleri buluşlardır. 150-200 yıl önce insanlara şu telefonları, televizyonları, uçakları, bilgisayarları söyleseydik inanırlar mıydı?
Başarmanın temelinde çok okumak ve çok çalışmak yatıyor. Her zaman işimizi ön planda tutmak başarının temel şartı. Asla ümitsiz olmamalı ve her zaman kendimize güvenmeliyiz. En zor zamanda bile yapılacak mutlaka bir şey vardır. Hatta kötü bir olay bile bize olumlu yönde ders olabilir, yeni fırsatlar yaratabilir. Yaşamımızda her zaman hata yapabiliriz. Ama önemli olan, onlardan ders almaktır. Hani tarihte meşhur bir söz vardır: “Tarih tekerrürden ibarettir. Hiç ders alınsaydı tekerrür eder miydi?” diyor.
Her kitap bir dünyadır. Okuyanla okumayan hemen fark edilir. Okumak konuşmanıza, oturup kalkmanıza ve davranışlarınıza yansır. Kesinlikle toplum içinde fark edilirsiniz. Başarının sırrı da burada yatıyor. Okumak ilk zamanlar zor gelebilir, ancak okumanın tadına vardığınız zaman artık sizi kimse tutamaz. Sürekli okumak istersiniz ve okudukça daha çok keyif alır ve daha hızlı okursunuz. Hayata bakış açınız değişir. Kitap en iyi arkadaştır.
İşte Atatürk’ün başarısı burada yatıyor. Atatürk’ün 4 bin kitap okuduğu söyleniyor. Sırf altını çizerek not aldığı kitapların sayısı 2 bin adet. Bu engin bilgisinin, son derece isabetli kararlar vermesinin, ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak yolunda attığı adımların arkasında çok kitap okuması yatıyor. Bu aldığı isabetli kararlar, bir milletin yeniden doğuşunu sağlamıştır. Atatürk’le ilgili okuduğum kitaplarda, O’nun savaşlarda bile kitap okuduğunu öğrendim.
Özellikle başarılı insanların yaşam hikayelerini okumak çok yararlı oluyor. Başta Atatürk olmak üzere, milletimizin büyüklerinin, başarılı iş insanlarının yaşamlarını anlatan kitaplar çok zevkle okunuyor. Hem de bu kitaplardan çok şey öğreniyor insan. Bir kitabı yazan insan, yıllarca bilgisini, yaşadığı acı tatlı tecrübelerini biriktiriyor, kitaba döküyor. Biz bu insanların yıllar yılı süren birikimini bir günde veya birkaç saatte okuyoruz. Her insanın tecrübesinden bir şeyler öğrensek, okusak ne çok şey öğreniriz ve okumayanlara göre yaşama bir adım önde başlamış oluruz.
İletişim ve güler yüz de çok önemlidir, başarının anahtarıdır. Güler yüzlü olmasını bilmeyen dükkan açmasın, diyor Çin atasözü. Ben elemanlarıma her zaman güler yüzlü olmalarını ve müşterinin ne kadar önemli olduğunu, hatta müşteri yoksa bizim de olmayacağımızı söylerdim.
Bütün Dünya’nın hayran olduğu ve örnek aldığı ulu önderimiz Atatürk’ün yine bu konuda çok güzel sözleri var: “Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları. Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize, durmadan, yorulmadan yürüyecektir.”
Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.