Bir haftadır yağan kar, sonu gelmeyen kavgaların üstünü adeta bir şal gibi örttü. Bizde, siyasi gündemin dışına çıkarak, Bolunun meşhur kışı ile ilgili bir kaç enstantane sunalım dedik.
Bilemiyorum, siz hiç pencerenin önüne oturup şöyle doyasıya kar yağışını seyrettiniz mi?. Şahsen kendi köyümdeki ahşap evimizin penceresinden karın yağışını seyretmenin özlemini hep duyarım. Ne güzeldi o karın lapa lapa inişini seyretmek... O günlerde dışarıda kar, içerde ise sıcak odun sobasının başında huzur vardı; adeta mutluluğun resmi çiziliyordu.
O zamanlar Bolu'lar kara "kış" derlerdi. "Kış yağıyor" veya, yazın dağdan kar getirip satanlara " kış satıcı" denirdi.
Köyümüze kar yağdığında uzun müddet kalkmazdı. Büyüklerimizin, altı şimşir ağacından yaptığı kızaklara, Bolu değimiyle "kayıklara" binerdik. En yüksek tepelere Elimizle kayıklarla çıkıp engebeli yerlerden yokuş aşağı kaymanın keyfi, belki de, değme kızak merkezlerinde yoktur. Bu gün Bolu dağı yolunun kenarlarındaki yerlerde satılan bu kayıklardan,çocuklar biner diye aldım; ama binen ve binmesini bilen yok, sadece bakıp özlem gideriyorum.
Bolu'nun kış soğuk ve ayazı meşhurdur.
Geçmişteki Bolu'nun kışları ile ilgili değerli dostum Selahattin İkiz beyin arşivine bir göz gezdireyim dedim, ilginç bulgulara ulaştım.Bu arada şunu belirteyim. Selahattin Bey, amatörce ve özverili çalışma göstererek, Bolu ile ilgili yazı, resim, ve her türlü materyali toplayarak inanılmaz bir hizmeti gerçekleştiriyor. Ben, bugüne dek bu tür sıra dışı iş yapan insanları hep takdir etmişimdir. Bu çalışmada her türlü takdirin üstündedir. bu vesile ile de kendisinden kısaca bahsetmiş olduk.
Selahattin Bey'in arşivinden elde ettiğim bilgiye göre,mesela, yukarı soku'da muallim olarak görev yapan Muhlis Seymen tuttuğu günlüğe, 1929 yılı 10 Nisan gününde "her taraf beyaz oldu, yerler ve sular dondu" diye not düşmüş. Demek ki, o günlerde, Nisan ayında sular donacak kadar soğuk olmuş...
Ve yine, hemşerimiz Prof, yüksek Mühendis Halis duman 1991 yılında yayınladığı 1908- 1924 anılarım kitabında Bolunun kış mevsimini anlatır. Derki Halit Bey,
"Hangi yıl ve hangi ay olduğunu bilmiyorum. o kış ayı Bolu'da çok kar yağmış ve kar kalınlığı kent içinde 1,5 metrenin üzerinde olmuştu. Ev sahipleri evlerin kar yükünü azaltmak için karları temizlerlerdi. Böylece sokaklardaki kar kalınlığı artmıştı ve sokaklarda yürümek mümkün değildi. Mahalle sakinleri tarafından, bu gün olmuş gibi hatırlarım, kar içinde tüneller açıldı. Camiye, komşulara ve çarşıya bu tünellerden veya karlarla çevrilen siper gibi yollar içinde gidip gelinirdi.
Mahallenin yokuş yerlerinde şimşir ağacından yapılmış tek kişilik kızaklarla, Bolu değimi ile kayıklarla kayar, yarış yapar ve eğlenirdik.Biz Akpınar Mahallesi çocukları Yılanlar sokağında, Bayır Bayırında kayardık. Evimizin penceresinden o zaman alt kısımdan aşağı yukarı doğru çekilen kısımlar olduğundan ve bu pencerelerde aralıklar vardı. Karlı rüzgarlı havalarda bu pencere aralıklarından içeriye giren karlar odamızdaki döşeme üzerine yapılan yataklarımızda uyurken karlar başımızın üzerine düşerdi." diye anlatır.
1945 yılını Abant Mecmuasına bir makale yazan Kayak Antrenörü Halit Timuçin Bolu için, ta o günlerde, ilginç tespitleri var. Derki Timuçin Bey:
"her mevsimde güzelliklerinden birisine şahit olduğumuz Bolu'da, kış mevsiminde başka cazibesi vardır. Dört tarafımızı saran yeşil çamlıklar beyaza bürünür ve bize daha yaklaşmış görünürler" dedikten sonra, kayak sporunun cesaret,feragat, nefse itimat ve tabiatla mücadele etme zevkini verdiğini belirttikten sonra " kayak kursunun prensip itibarı ile Abant'ta açacaktık. Orada, gençliğin emrine amade kılınacak büyük kayak evi, bütün gayretlere rağmen bu mevsime yetişemedi. Bolu'da spor işinin başında bulunan büyüklerimiz Abant'ı yaz kış yurdun her köşesinden gelecek gençlere beğendirecek ve aratacak şekilde hazırlanmaktadır. derken güzel bir hayalini dile getirerek derki " hele Adapazarı - Bolu demir yolu yapıldıktan sonra Abant'ta mevcut büyük kayak evlerinin ihtiyacı karşılayamayacağını kanaatindeyim" der.
Gerede Esentepe kayak merkezi içinde Timuçin Bey "yurdumuzun belli başlı kayak bölgeleri olan Kars, Sarıkamış, Erzurum ve Uludağ'da kayak yaptım; fakat Gerede gibi on beş gün havası bozulmayan ve kayakçılar tarafından arzu edilen şekilde kar bulunan yer görmedim desem yalan olmaz. Gerede ileride mühim kayak merkezi olmaya namzettir" der.
görüldüğü gibi Abant ve Gerede'nin önemli kayak merkezleri olabileceği yönünde öngörüde bulunulmasına,yüksek potansiyeli olduğu söylenmesine rağmen bu gün bunun değerlendirilemediğini görmekteyiz.
Bu hayallerin gerçekleşmesi temennisi ile yazımı noktalıyorum.
Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.