Sen yerde sürünmeye değil Omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın

Ersan Türkoğlu'nun Kaleminden

Ülkemizde resmi kayıtlara göre;

2013 yılında erkekler tarafından 214 kadın ve 10 çocuğu öldürüldü, 167 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildi, 241 kadın ve kız çocuğuna şiddet uygulandı, 161 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulunuldu.

2013 yılında her 10 kadından biri şiddet gördüğü için kolluk kuvvetlerine, mülki amirlere ve savcılara defalarca şikâyette bulunmasına ya da koruma tedbir kararı çıkartmasına rağmen ağır yaralandı.

Kadınlar en çok kocalarından şiddet gördü, yüzde 15’i boşanmak istedikleri için öldürüldü.
Kadınlara yönelik tecavüzlerin yüzde 52’si tanıdıkları erkekler tarafından gerçekleştirildi.

Tecavüz vakalarının yüzde 36’sı kadınların evlerinde gerçekleşti.

Ülke genelinde evlenmiş kadınların, yüzde 39’u fiziksel, yüzde 15’i cinsel, yüzde 44’ü duygusal şiddette, yaşamlarının herhangi bir döneminde eşleri veya birlikte oldukları kişiler tarafından maruz kaldı.

Resmi kurumların verilerine göre ülkemizde yaşayan her 10 kadından 3ü fiziksel ya da cinsel şiddete, her 10 kadından 1’i gebeliği sırasında fiziksel şiddete maruz kalmış, şiddet gören kadınların her üçünden biri intihar girişiminde bulunmuştur.

2009=105
2010=165
2011=121
2012=135
2013=214 kadınımız kocaları, eski kocaları, erkek arkadaşları ve eski erkek arkadaşları tarafından öldürüldü.

Her geçen yıl artan sayıda öldürülen kadınlar, giderek gazetelerde hızla okuyup geçtiğimiz bir haber, sonra da istatistiksel bir sayıya dönüşüp unutuluyor.

Ne yazık ki devletimiz ve devletimizi 12 yıldır yöneten AKP hükümeti kadınlarımızı koruyamıyor.

Sözüm ona dindar bir nesil yetiştirmek için küçücük yaşta ki çocukları okullarda kız, erkek diye ayıran, kadınlarımızı kıyafet olarak, toplumdaki konumu olarak kapandığı kadar namuslu sayan AKP zihniyetinin ve onun güdümünde hareket eden devlet kurumlarının koruyacağına inanmıyorum.

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetini kurduktan sonra gerçekleştirdiği devrimlerle, toplum içindeki varlığını kabul ettiren Türk kadını, çıkarılan yasalarla da can ve mal güvenliğini güvence altına almıştır.

İnanıyorum ki Atatürk Türkiye’sinin yetiştirdiği çağdaş Türk kadını yasal hak ve hürriyetlerine sahip çıkacaktır.

Bu yazımı Ulu Önder Mustafa Atatürk’ün 30 Mart 1923' de Vakit Gazetesi’nde yayınlanan beyanatı ile sonlandırmak istiyorum.

"Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim.

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?

Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın"


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.