SÜLEYMANİYE’DE BAYRAM SABAHI

Yaşar Akbıyık'ın Kaleminden

Geçmişi bizi en çok sevindiren bayramlarla hatırlarız. Hepimizin kendine ait bayram anıları vardır. Bunları kaleme alsak kim bilir ne güzel hikayeler şiirler çıkar ortaya. Bu yazımda, Süleymaniye Camii’nde bayram namazındaki manevi havayı anlatan Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” adlı şiiri ve çocukluk anılarım üzerinde duracağım.

Yahya Kemal Beyatlı’nın Süleymaniye’de Bayram Sabahı" adlı şiiri inançlarımızla tarihimizden sayfalar içeren güzel bir şiirdir. Beyatlı bu şiirinde İslâmiyet'te camii, cemaat, millet, vatan ve tarih kavramlarını işliyor. Süleymaniye Camisinin muhteşem mimarisinin yanında, onun yerine getirdiği manevi işlevinden bahsediyor:

Ordu-milletlerin en çok dövüşen, en sarpı
Adamış sevdiği Allah'ına bir böyle yapı.
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz şekli hayal ettiği mimarının.
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,
Seçmiş İstanbul'un ufkunda bu kutsî tepeyi;
Taşımış harcını gazileri, serdarıyla,
Taşı yenmiş nice bin işçisi, mimariyle.
Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevi bir kapı açmış buradan gökyüzüne,

Beyatlı devam eden mısralarında, şanlı atalarımızın tarihinden bahsediyor:

Gökte top sesleri var, belli, derinden derine;
Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar'dan mı? Hisar'dan mı? Kavaklar'dan mı?
Bursa'dan, Konya'dan, İzmir'den, uzaktan uzağa,
Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa;
Şimdi her merhaleden, taa Beyazıd'dan, Van'dan,
Aynı top sesleri bir bir geliyor her yandan.
Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher!
Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer,
Dinliyor hepsi büyük hatıralar rüzgârını,
Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını.
Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor:
Kosva'dan, Niğbolu'dan, Varna'dan, İstanbul'dan.
Anıyor her biri bir vak'ayı heybetle bu an;
Belgrad'dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar'dan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..

Beyatlı, şiirinin son dizelerinde halkımızın tekbir seslerinde kendini gösteren vatanın birliğine kendisinin de karıştığından bahsediyor. Devleti bir, dili bir, gönlü bir, inancı bir milletimizin dokuz asırlık tarihini özetliyor, bizi mutlu geleceğe taşıyacak birlikteliğimizin üzerinde duruyor:

Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını;

Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine.
Çok şükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı.
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.

Beyatlı’nın bu şiir bana çocukluğumun bayramlarını, hasseten rahmetli babamın (ölümü 1971) hutbede döktüğü gözyaşını hatırlatır. Kadrolu imamın olmadığı köyümüzde meccanen bu görevi yapan babam, birleşmiş milletler gibi değişik inanç ve soylardan olan köyümüz ve çevre köylerin halkı tarafından çok sevilirdi. Minbere çıktığı zaman bayramın ve güzel birlikteliğin getirdiği manevi havadan duygulanıyor olmalıydı ki hutbe okurken gözyaşını tutamazdı. Bir tasavvuf ehli olarak insanlara duyduğu sevgi-saygı ve yardım elini uzatması nedeniyle, insanlar arasında inançlarının gereği yanında onu sevdikleri için Cuma ve bayram namazına gelenler vardı. Dışarıdan gelen konuklar ve köyün yaşlıları yemeğe alınır sofralar serilirdi. Birleşmiş milletler gibi çeşitli unsurları barındıran köyümüzde Kürt, Türk, Çerkez, muhacir, Alevi, Sünni insanlar aynı saflarda yer tutar aynı sofraya otururlar aynı duaya “amin” derlerdi. Ben babamın peşini bırakmaz onunla birlikte büyüklerin sohbetini dinlerdim. Sonra, bayram sevinciyle evleri gezmeye çıkar büyüklerin ellerini öper, şeker toplardık. Elimizde birer mantar tabancası patlatır, ağaçlara salıngaçlar kurar sallanırdık. Köye hakim tepeye çıkar çevreyi seyreder oyunlar oynar, gelecek bayramı iple çekerdik.

Bayram öncesi bu duygular içinde bizi bu günlere kavuşturan Allah’a şükrediyor, İzzet Baysal’ı rahmetle anıyorum. Kendi gök kubbemiz altında, kendi vatanımızda, milletimizin, Bolu Olay Gazetesi mensuplarının, değerli Bolu halkının, sevgili öğrencilerimin, mesai arkadaşlarımın ve dostların bayramını kutluyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

30 Eyl 2014 - 18:47 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.

05

Ahmet Doğan - hocam öğrenciniz olmanın mutluluğu ve gururunu yaşıyor ellerinizden öpüyorum.bayramınızı mubarek olsun.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Eylül 18:47
04

Yasar Akbıyık - değerli kardeşim agözlerinden öperim.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Eylül 18:47
03

Yaşar AKBIYIK - köşe yazımı 270 kez okuyan değerli okuyucularıma, hakkımdaki güzel düşüncesi ve öğrencim olması hasebiyle kendisi ile gurur duyduğum öğrencimb ahmet doğan'a teşekkür ediyorum. hepinizi şeker tadında hayırlı bayramlar diliyorum.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Eylül 18:47
01

YasarAkbıyık - köşe yazımı 3000 mez okuyan değerli okuyucularıma teşekkür ediyor sevgi saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum. prof.dr.yasar akbıyık

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 30 Eylül 18:47