BULUŞAN DÜŞÜNCELER

(Gaskonya’lı Derebeyinden - Köroğlu’na Mertlik Nostaljisi)

Günümüzde ülkelerarası nükleer savaş tehditleri,patlayan mayınlar,kalleş makinalı tüfekler ve sivil halkı hedef alan terör bombaları, insan kıyımlarını sürdürerek karamsar gündemlerimizi kaplamakta…

500 yıl öncesinde, Ortaçağda din savaşları (Katolik-Protestan) ve iktidarı ele geçirmek için iç karışıklıklar elbette vardı.Vardı ama her şey apaçık ve daha dürüst sayılabilecek tarzda yürümekteydi.Şimdilerde her eylem kahpece ve kalleşcesine…

1960’lı yıllarda Fransız düşünür Montaigne’in(1533-1592) “ Denemeler” kitabını evire çevire çizerek okuduğumu anımsarım.Saul Frampton, Rönesansı en espritüel ve en önemli yazarının portresini “ Montaigne’in Kedisi ” (2011) kitabında sunuyor.

Kitabı okurken,Montaigne’in yaşadığı dönem Ortaçağın; ülkelerdeki iç çekişmelerde mertlik ve yiğitçe savaşmanın özellikle tüfek kullanılmasıyla son bulduğunu ve can yoldaşı gördüğü atlar hakkındaki görüş ve nesir yazıları ;hemen aklıma aynı zaman diliminde yaşayan halk kahramanımız Köroğlu’nun şiir ve koçaklamalarını ve özellikle Kırat’ına olan düşkünlüğünü getirdi.

Yazıda Montaigne’ye ağırlık vererek, benzer düşünce ve yaşantılarından özetler sunacağım.

Ortaçağ Fransa’sında, “Gaskonya Derebeyi” diye de anılan Montaigne,1554 yılında kısa süre Bordeaux Belediye Başkanlığından sonra 1571 yılında 38 yaşındayken yargıçlıktan da emekli olup,derin derin düşünmek, daha çok çalışmak için şatosuna, binlerce kitap dolu kitaplığına döndü ve yazmağa başladı.Fransa’da başlayan din savaşları Bordeaux Bölgesini de etkilemişti.Katolikler ile Protestanlar arasında ,babayı oğluna düşürücek tarzda ayrımcılık yaşanıyordu.Montaigne denemelerinde:

-Soylulara göre ,savaşın sonuçları, savaşanların cesaretlerini yansıtmalarıdır.Tıpkı süvarilikte ve silah kullanımında (kılıç,kalkan,ok) becerilerini gösterdikleri gibi. Oysa 1525 yılında,Fransa-İtalya arasında Pavia savaşında,1500 arkabüz (İlkel tüfek),yıkıcı etkiler bırakarak Fransızlara karşı kullanılmıştır.

Montaigne, arkabüz denilen ateşli silahı tanıtırken; “Bu 100 cm. uzunluğunda ,namlusu yivsiz bir tüfektir.Kullanımı uzun yaydan daha kolay ve daha az fiziksel güç gerektirir.Fakat bu tüfekle 50 metreyi aşan bir mesafeden atış yapılmamalıdır.Ancak belirli bir menzile kadar ölümcüldür” der.

Montaigne,arkabüzün devreye girişiyle bir temas sporu olan savaşta geleneksel anlayış “göze göz-dişe diş” ilkesinin artık sona erdiğini vurgular.

-Bolu’da ateşli silahların en etkilisi tüfeğin kullanımı 15. asırdadır.Askerin elinde Yavuz Sultan Selim devrinden beri bu tüfekler bulunuyordu.Nitekim,1560 yılında askerden başkasının tüfek kullanmasını emirle yasaklanmıştır (Metin Turan ,2013) .

1580 yılında ,Celali Reisi, halk kahramanı Köroğlu,Gaskonya Derebeyinin sözlerinden habersiz dünyanın almakta olduğu yeni durumu aşağıdaki dörtlükte kısaca özetlemiştir.

Düşman geldi ,tabur tabur dizildi / Alnımıza kara yazı yazıldı /Tüfek icat oldu ,mertlik bozuldu / Eğri kılıç kında paslanmalıdır.

Bir diğer benzerlik ise, “at” sevgileridir.

Montaigne’nin bir deneme yazısı ise hayvanlarla doludur.Ama onun hayvan koleksiyonunun en yüksek mevkiine,derebeylik statüsüne uygun olarak tabii ki at yerleşmiştir.Kısa boylu Montaigne, eyerin üzerinde kendini evinde hisseder.”Atımın üstünden hiç inmek istemiyorum,sağlıklı da olsam,hastada olsam kendimi en rahat hissettiğim yer burası… der.

Bir soylunun ata binme sevdasını gözler önüne serer ve bir at satın alma sanatını “ renginin güzelliğini,kalçasının genişliğini,ayaklarını,gözlerini, bacaklarını” incelemesini anlatır.Yanlış takılan dizginler,ya da gevşek kayış atın bütün gün huysuzlanmasına sebep olacağını belirtir.Emekliliğini izleyen melankolik döneminde Montaigne zihnini ,“kaçkın bir ata” benzetir.

Çok övgüler yağdırdığı Büyük İskender’in atı “Busefalus’u ise bir boğaya benzetir.Sezar’ın atının ön ayakları baş parmak gibi ayrılmıştı. Sezar’ın bu sayede atına eyersiz binip dizginleri son sürat şaklatması gerekmediğini imrenerek anlatır.

Montaigne,Rusya’nın soğuğunda donan Yıldırım Bayazıt’ın ordusu, atlarının bağırsaklarını deşip içine sığınarak onları son kez kullandıklarını anlatır.

Anlaşılıyor ki Bolu Beyiyle savaşan Köroğlu , meğer düşünür Gaskonya Derebeyiyle kafa dengiymiş…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Suat Tosun - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.