Pes Doğrusu!


En son ne zaman balık yediniz? Yediğiniz balık hamsi, mezgit veya istavrit miydi? Peki, son yıllarda hiç ağız tadıyla kalkan, torik, lüfer yediniz mi? Hiç kırlangıç balığının çorbasını ya da kılıç balığının şiş ızgarasını yemeyi denediniz mi?

Yok, değil mi? Sizler de benim gibi kış ayları boyunca sık sık balıkçı tezgahlarına uğradınız ve tezgahlarda çoğu zaman bir parmak boyunda mezgit yavrularını, serçe parmaktan daha ince hamsileri, temizlenmeyecek kadar küçük barbunları ve ada lüferi diye satılan bol kılçıklı tirsiyi görüp muhtemelen almaktan vaz geçerek eve döndünüz.

Aslında her tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin en büyük ayıplarından birisidir balıkçılık. Dünyada diğer ortalama 23 kg balık kişi başına tüketilirken, Avrupa’da denizi bile olmayan ülkelerin vatandaşları çeşit çeşit balıkları yıllık ortalama 18.6 kg mideye indirirken benim ülkemde, her tarafımız deniz olduğu halde yıllık ortalama sadece 1.5 kg civarında balık masaya gelebilmiştir. Üstelik masaya gelen de ne kalkan ne de kılıç balığı. Vatandaş Marmara ve Karadeniz’de tutularak karıştırılan hamsiye bile razı ama çoğu zaman o da yok.

Şimdi bu balıklar isteyerek ve bilerek mi Türkiye karasularına gelmeyip Rusya’da kitleler halinde karaya vuruyor ve intihar ediyorlar? Balıkların bize karşı böyle bir garezleri olabilir mi? Bizim kıyılarımıza yakın sularda işlerine gelmeyen bir şeyler mi var? Yoksa bizim balıkçılarla mı araları açık? Trol denen illetin yıllardır yuvalarını bozup, beslenme alanlarının altını üstüne getirmelerine darılmış olabilirler mi?

Belki de yenmeyecek kadar küçük olan yavrularını avlayıp tezgahlara koymamızı sineye çekemiyorlardır. Hatta içlerinde yumurtlama dönemlerinde, karınları tıka basa havyarla dolu iken avlanmalarına gıcık olan, bu yüzden de denizlerimizi terk eden balıklar da vardır.

Belki de denizlerimiz çok kirli olduğundan, içinde yeteri kadar oksijen ve yiyecek bulamadıklarından bizi sevmiyorlardır.

Belki de sadece kuralsız oluşumuz, kanunları hiçe sayıp olur olmaz hamlelerle geleceğimizi mahvetmemiz işlerine gelmiyordur?

Burası nasıl bir ülkedir ki yıllardır balık katliamlarına göz yumup halkını ucuz sağlanabilecek bir gıda türünden vaz geçirtiyor?

Her şeye para ve zaman bulunuyor da denizlerimizi kirleten, balık neslini yok eden, kural dışı avlanan üç beş balıkçıyı, 50-100 sanayiciyi mi denetlemek için imkan sağlanamıyor?

Siz balıkçıların ne zaman ve nerede avlandıklarını, av bittikten sonra hangi iskelelere yanaştıklarını, tuttukları balıkları kasa kasa kimlere sattıklarını tespit edemiyor musunuz?

Bu balıklar sahile çıkarıldıktan sonra balık hallerine, oradan da balıkçı tezgahlarına gitmiyorlar mı?

Benim vatandaş olarak tezgahta satılan yavru balıkların kanuna aykırı şekilde satıldığını söylediğim anda satıcıyla papaz olacağımı hiç düşünemiyor musunuz? Ben almayı reddetsem bile diğer vatandaşların, anında bunları satın alarak yapılan katliama arka çıkacağını hiç mi hesaba katamıyor sunuz?

Ben vatandaş olarak bu memlekette adam gibi balık yemek istiyorum! Benim ülkemin denizlerini ve balıklarını kollamanızı talep ediyorum. Bu işten sorumlu olanların masalarından zaman zaman kalkmalarını ve sadece göstermelik olarak arada sırada değil, sık sık balıkçıları ve tezgahlarını denetlemelerini bekliyorum.

Oturduğunuz yerden hiç bir şey yapmaz, tüm olup bitenlere göz yumarsanız ve diğer ürünlerde olduğu gibi “icap ederse balık da ithal ederiz” gibi son derece yanlış bir düşünce içersine girerseniz, bu sizlerin oturduğunuz makamları hak etmediğinizi gösterir.

Zaten bugüne kadar vatandaşın düşüncelerini dile getirmemesinden, hiç bir şeye itiraz edememesinden faydalanarak bu sıkıntıların ortaya çıkmasına sebep olmadınız mı?

Benim ülkemde protein tüketiminde balık sadece % 3’lük bir paya sahip. Bu sizce de çok düşük bir rakam değil mi?

Kendimizi diğer denize kıyısı olan ülkelerle, Hollanda, İspanya, Fransa, Almanya, Portekiz, Yunanistan, İtalya ile karşılaştırmaktan çoktan vaz geçtim. Onlarla aşık atacak halimiz zaten kalmamış.

Bu yüzden denizi olmayan ülkelere bir bakıyorum. Belarus, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, İsviçre gibi. Bu ülkeler bile, hiç denizleri olmadan, yılda 10-20 kg arası balık tüketirken ben niye yılda kişi başına ortalama sadece 1,5 kg balık tüketiyorum?

Bu kadar az balık tüketmeye razı olduktan sonra Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz ne işe yarıyor? Bu denizler sadece turistler gelip biraz denizlerde yüzsünler diye mi varlar?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Oral Yılmaz - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.