TSK’da Askerde Polisde Bizim

Geçtiğimiz hafta ülkemiz çok büyük bir badire atlattı! Marjinal bir gurup tarafından yapılmak istenen darbe, yine ülkemizin gerçek sahipleri tarafından bertaraf edildi.

15 Temmuz Türkiye adına kara bir leke olarak kalacaktır. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve ülke üzerine oynanan oyunlar, yurttaşların direnişiyle son buldu. Bu direnişin uzun süre daha sürmesi olumlu olacaktır.

Kara leke olan geceye bakmalıyız! Olayın geri tepmesiyle birlikte televizyon kanallarına kimlerin bağlandığını iyi tespit etmeliyiz. Görevde olduğu süre içinde tebessüm ve kısık seslerle konuşanların, darbe gecesi seslerini neden yükselttiklerini iyi analiz etmeliyiz.

Kendini “ahmak” olarak tanımlayanların yalanlarla kurtulmaması gerektiğini iyi bilmeliyiz.

Ankara’yı parsel parsel verenlerin, cemaatsel bürokrat atamalarında kim nasıl atama yaptığını unutmamalıyız.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı ve ülkeyi yıkamayanların yalancı bağırmalarına inanmamalıyız. Şunu söylemek isterim ki, en tehlikeli düşman içerdedir! Ak Parti, muhalefet partileri içindeki işbirlikçileri, destekçilerini, ortaklarını, para kaynakları kurutulmazsa, sonuç alınmış olamaz.

Bolu’da da, adımların atılamaya başlanması sevindirici. Mesela, cemaat üniversitelerinden, cemaatçi akademisyenlerin üniversitemize gelmesi kimin marifetiyle olmuştur. Yetersiz ama cemaat üyesi olduğu için alınanlar kimlerdir? İlk geceyle birlikte sahnelere çıkarak konuşanlara dikkat etmek lazım!

Asıl devlet şimdi bağırsaklarını temizliyor. Umudum o ki, en kılcal damarlara kadar inmesi ve temizliğin kökten yapılmasıdır. Yapılan tüm temizlikte yurttaş olarak bana düşen ne varsa, elimden ne geliyorsa sonuna kadar arkanızda olacağımdan kimsenin şüphesi olmamalıdır!

Yurttaşların sokaklarda demokrasi istemeleri, demokrasi nöbetleri, demokrasiye olan bağlılıkları alkışı hak ediyor.

Ortada yeni adıyla “kalkışma” asıl adıyla darbeye teşebbüsün olmaması vatandaşların tepkisi sayesinde mümkün değildir.

Yaşanan darbe girişimi sırasında ve sonrasında yaşananlar oldukça dikkat etmemiz gereken gelişmeleri beraberinde getirmiştir.

Hepimizin bildiği gibi Peygamber Ocağı sayılan askerlikte, birbirinden değerli komutanlar, subay, astsubay, uzman çavuş, er ve erbaşların olduğunu unutmamalıyız. Üstelik dünyanın en büyük ordularından birine sahip ülkemizde, bir avuç darbecilerle Şanlı Türk Ordusunu ve orduya mensubu bütün askerleri ayırmalıyız. Ordusuz bir ulusun yaşaması olası değildir.

Yurttaş olarak bize düşen, darbecilerle kalkışmacılarla Kahraman Askerlerimizi ayırt etmektir. Buna en güzel cevabı Bolu halkı vermiş, 20 bin kişinin hep bir ağızdan “en büyük asker bizim asker” sloganı yerinde ve tam zamanında atılmıştır.

Unutulmamalıdır ki, geçmişi tertemiz, mazisi kahramanlıkla dolu askerimiz de polisimiz de bizim olduğu gerçeğidir.

Dünyanın en donanımlı ve güçlü ordularından biri olan Türk Silahlı Kuvvetleri hepimizin övünç kaynağıdır. Üstelik bu ordunun tamamı, ülkede yaşayan tüm yurttaşların evlatlarıdır! Yani asker ve polis; benim, sizsiniz, hepimiziz!

Takdir edilir ki, dünyanın en büyük ordusu içinde hainler, alçaklar ve çürükler olabilir. Bu hepsi aynıdır anlamını içermez.

Bu anlamda şehit olan asker, polis ve yurttaşlarımıza rahmet, ulusumuza sabırlar diliyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Erhan Beykoz - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Bolu Olay Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Bolu Olay hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Bolu Olay editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Bolu Olay değil haberi geçen ajanstır.