Anti-Demokratik baskıya son verilmeli

Anti-Demokratik baskıya son verilmeli

Eğitim Sen Bolu şube başkanı Dursun Yenin son dönemde gerek öğrenci olaylarıyla gerekse de üniversite bileşenlerine yönelik anti-demokratik uygulamaların daha da arttığını söyledi.   Eğitim Sen Bolu şube...

Eğitim Sen Bolu şube başkanı Dursun Yenin son dönemde gerek öğrenci olaylarıyla gerekse de üniversite bileşenlerine yönelik anti-demokratik uygulamaların daha da arttığını söyledi.

 

Eğitim Sen Bolu şube başkanı Dursun Yenin siyasal iktidarın toplumsal düzeyde yürüttüğü otoriter baskıların, eğitim-öğretim ve sağlık emekçileri başta olmak üzere bütün kamu emekçilerinin üzerinde oluşturulmaya başlandığını vurguladı. Yenin; “Benzer bir süreç bir süredir Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde de yaşanmaktadır. Rektörlük 2010 Aralık ayı içinde sendikamıza “üniversite personelinin sendika bilgilerinin güncellenmesi” talebiyle bir yazı göndermiştir. Gönderilen yazıda sendika üyelerine ait ayrıntılı bilgiler istenmiştir. Benzer bir yazı aynı dönemde üniversitenin öğretim elemanlarına, idari personeline de ulaştırılmış ve sendika bilgilerinin (bağlı olduğu konfederasyon, sendika adı, üye oluş tarihi, sendika görevi vb) güncellenmesi istenmiştir. Üniversitenin Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) ile ilgili  proje değerlendirme komisyonlarında bilimsellikten uzak kararlar alındığı, gerekçeli açıklama yapılmaksızın bazı projelerin reddedildiği bilinmektedir. Bu süreçte BAP yönergesi değiştirilerek proje kabul mekanizması projeyi yürütenler aleyhine işletilmektedir. “ dedi.

 

Hep aynı senaryo

 

12 Eylül 2010 Referandumu’nun hemen ardından kamuoyunda başlayan türban tartışması yükseköğretim kurumlarına da yansıdığını vurgulayan Dursun Yenin açıklamasını şu şekilde tamamladı;”Mevcut kılık kıyafet yönetmeliğinde türbana yönelik herhangi bir düzenleme yapılmamış olmasına rağmen, YÖK başkanının yaptığı açıklamanın ardından bir çok üniversitede türban serbestisine yönelik fiili bir uygulama başlamıştır. Bu durum fakülteye ve derslere türbanla girmek isteyen öğrencilerle öğretim elemanlarını karşı karşıya getirmektedir. Öğretim elemanlarının bu meselede bir tür “izin merci” ve “denetim elemanı” gibi algılanması, bilimsel ve özerk eğitim-öğretim süreci üzerinde muazzam bir baskı yaratmaktadır. Sözkonusu baskı Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde de yaşanmaktadır. Bu uygulama ile öğretim elemanları arasında  “türbana izin veren ve vermeyen”  biçiminde bir ikilik yaratılmıştır. Bilindiği gibi öğretim elemanlarının böyle bir yetkisi yoktur. Siyasal iktidar bu konuda yasal ve idari düzenlemeler yapmak yerine, sorunun çözümünü hiç yetkisi olmayan öğretim elemanlarının sırtına yüklemektedir. Şunu çok iyi biliyoruz ki, toplumun genelinde yaratılmak istenen korku ve yıldırma politikaları, özellikle örgütlü sendikal mücadeleyi sekteye uğratmaya yöneliktir. Bu politikalar KESK’e bağlı sendikalar üzerinde her geçen gün daha da yoğunlaşmaktadır. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü’nü üniversite bileşenlerine yönelik yukarıda sözünü ettiğimiz anti-demokratik uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyoruz. Bu tür uygulamalara karşı dün olduğu gibi bugün de bütün gücümüzle karşı duracağımızın kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.