Dün yerel bir gazetenin manşetten verdiği haber sonrasında basın açıklaması düzenleyen Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz  “Bugün bir gazetemiz ‘Ak Piliç’e gece yarısı baskını yaptıran Yılmaz’ diye manşet bir haber girmiş. Şimdi orada benimde resmim var, zabıtanın da resmi var. Bir sürü insanların da resmide var. Bununla ilgilide yorumlar da var. Günlerce de basınımızda köşe yazarlarımızın köşelerinde buna benzer çalışmalar yer aldı. Biz Bolu Belediyesi olarak baskın düzenlemedik” dedi.

“Kimseye baskın yapmayız”

Biz hiç kimseye baskın yapmayız. Hiç kimseye karşı tavrımızın olmadığı gibi Belediyecilik çalışmaları içersinde de kimseyle dost değiliz. Biz Allah rızası için aldığımız emaneti, sağa sola döndürmeden, kul hakkı yemeden gerçek anlamda yapmaya çalışıyoruz diyen Yılmaz “Hatırlarsanız ben, büyük su bizim çocukluğumuzda su içtiğimiz, yüzdüğümüz ve balık tutuğumuz bir yerdi demiştim. İlk göreve geldiğimde, yine aynı şekilde olmasını sağlayacağım demiştim. Bu dönemde basında yazılanlara, çizilenlere, köşe yazarlarına ve siyasi parti il başkanlarının ve sevenlerinin yorumlarına bakarsanız ne kadar dalga geçilen bir açıklama yapmış olduğumu o günkü şartlar altında görürsünüz. Hatta hatta seçimlerin bir tanesinde “Büyük sudan balık tutunuz mu?” diye başlıklar attıran siyasi partilere de rasladım. Biz bir iddaa etmedik demiştik. Dedelerimiz bize su içilen bir yer bırakmıştı. Ama biz torunlarımıza canlı yaşamayan üstelikte 30 yılı aşkın süredir leş gibi akan ve canlı yaşamayan bir büyük su devredecek noktaya gelmiştik. Bu konuda bolunun hiç problemi değildi. Ne basının problemiydi bu, ne köşe yazarlarının problemiydi, nede siyasi partilerin problemiydi. Çevremizde hiç kimsenin de böyle bir problemi de yoktu. Çünkü alışmıştı millet ve üstelikte o sudan su çekip, tarlalarımızı, bahçelerimizi suluyor idik. Yetişen ürünleri de hem yemiyor, hem satıyor idik. Hatta hatta sizle birşeyi söyleyeyim. Bazı köylere şunu sormuştum. Siz buradan topladığınızı yiyor musunuz demiştim? Yer miyim demişti. Neden satıyorsun peki dediğimde, satarım tabiki demişti” dedi.

“Çepni ve Tepe karakolunun ihalesini yaptık”

Bolu Belediyesi benim dönemimde önce pis su arıtma tesisi için kollarını sıvadığını belirten Yılmaz “Bir sürü insanın engellemesine ve mahkeme açmasına rağmen bir sürü gecikmeye rağmen pis su arıtma tesisi devreye girdi. Yetmedi biz Bolu’dan çıktık Abant’a kadar gittik. Abant’ın çevresini dolaşıyoruz şuanda. Bu görünürdeki bütün pis suları arıtma tesisine getirdik. Yetmedi Bolu’dan Bolu dağına kadar gittik. Bu bölgedeki bütün köylere ve yerleşim birimlerine hatta iki hat çektik. Mudurnu istikametine. Neden, çünkü o hatta sanayilerde var. Sanayileri ayrı hattan, diğer pis suları ayrı hattan aldık. Neden ayrı hattan aldık. Sanayiciler diğer suları pisletmesinler diye ve kontrol atında tutabilelim diye. Şuanda artık büyük suda balık tutmaya başladık. Büyük suyu artık kurtarıyoruz. Büyük suda artık su içilebilecek duruma gelen bölgelerimiz oldu. Ama daha eksiklerimiz var. Şuanda tepe karakoluna kadar olan kısım kaldı Çepni den. Onun ihalesini de yaptık. Bu sene tepe karakoluna kadarda gireceğiz. Bunları niye yapıyor Bolu Belediyesi. Bunları bir şey için yapıyoruz. Dedelerimizden devraldığımız doğayı, torunlarımıza bırakabilmek için yapıyoruz. Yani kirletmeden, yani düzgün bir şekilde, yani canlıların yaşayabileceği, yani insanca. Pis sus arıtma tesisi devreye gireli 2 yıl oldu. 2 yıldır bütün işletmelerden numuneler alarak tek tek analiz ediyoruz. Laboratuvarımız var. Aklınıza gelen bütün işletmelerde en ufak hata çıktığında da işletmelerimizi uyarıyoruz. Şuanda Beypiliç bize bağlandı. Şuanda organize sanayi bize bağlı” dedi.

“Büyük su kirletilmesin istiyoruz”

Tek sanayi tesisi olarak ve kirletici rol oynayan Ak Piliç’in kaldığını belirten Başkan Yılmaz “Tek kirletici tol oynayan Ak Piliç kaldı. Ama biz Büyük suyu temizlemek istiyoruz, iddiamız bu. Yani diğer firmaların hepsi kontrollü olacak, düzgün yapacak ve büyük suyu kirletmemek için hassas davranacak. Ak Piliç herhalde bizimle özel iş birliği olduğu için onlara özel davranılacak. Bizim Ak Piliç, Beypiliç, bilmem ne piliç gibi derdimiz yok. Bizim Bolu gibi bir derimiz var. Bolunun büyük suyunun kirletilmemesi gibi bir derdimiz var. Öyleyse ya şu bizim akraba bu kirletebilir, şu partiden kirletebilir veya geçmişte olduğu gibi hiçbir ayrım yapmadan Belediyecilik çalışmaları içersinde de kimseyle dost değiliz. Ak Piliç’ten alınan sonuçlar ortada. Aldığımız numunelerde iki şeye bakıyoruz, bize göre hassas ollara. 200 olması gereken birim 840, 100 olması gereken 575 tarih 09/07/2011 saat 00:30. Neden geçe alıyoruz.  Sabah çalışmadıkları için almıyoruz. Çalışmayan işletmeden sabah numune alınmaz. Onun için gece alıyoruz. Çünkü biz her işletmeye değişik saatlerde gidiyoruz ” diye konuştu.