
“Bolu Komando tugayından Müdahale etmelerini istedik”
Çorum Olayları'nın üzerinden 31 yıl geçti. Çoğu Alevi 57 vatandaşın öldürülmesiyle fitili ateşlenen olaylar, MHP'li Bakan Gün Sazak'ın katledilmesinin ardından 4 Temmuz 1980 günü zirveye...
Çorum Olayları'nın üzerinden 31 yıl geçti. Çoğu Alevi 57 vatandaşın öldürülmesiyle fitili ateşlenen olaylar, MHP'li Bakan Gün Sazak'ın katledilmesinin ardından 4 Temmuz 1980 günü zirveye tırmanmıştı. Cuma namazında 14 camide aynı anda Çorum'daki Alaaddin Camii'nin bombalandığı söylentisi yayılınca, Alevi ve Sünni mahallelerinde barikatlar kurulup, çatışmalar başlamıştı. Dönemin Çorum Ülkü Yolu Derneği Başkanı Kazım Aras Olayların en ateşli zamanında Bolu tugayından komandoların şehre gelip Sigorta Hastanesi'ne yerleştirildiklerine dikkat çekerek; “Geceleri mahallelerde kurşunlamalar olunca, askerlere, "Evlerde güvenlik yitirildi. Dışarıda insanlar ölüyor, birbirini boğazlıyor. Müdahale edin diye müracaat ettik ama Askerler ‘Biz buradan çıkmama talimatı aldık.’ Dediler. Olaylar sırasında 19 yaşındaydım. Cezaevine girince, daha düne kadar kardeş yaşayanlar birbirini nasıl öldürdü diye düşündüm. Hatamız bu milleti kışkırtanların oyununa gelmektir” Şeklinde konuştu.
1980 yılının mayıs aylarında başlayarak 4 Temmuz'da mezhep çatışmalarıyla zirveye tırmanan Çorum olaylarında resmi rakamlara göre 57 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. 12 Eylül darbesine giden yolda önemli bir kilometre taşı olan kanlı olaylar yakın tarihteki birçok olay gibi aydınlatılamadı. Dönemin Çorum Ülkü Yolu Derneği Başkanı Kazım Aras, olaylardan sonra 4 yıl cezaevinde kaldığını anlatıyor. Öncesinde Kahramanmaraş olayları ve Gün Sazak'ın ölümü yaşandığı için sürekli uyarıldıklarını söylüyor. O zamana kadar Çorum'da Alevi ve Sünni kamplaşması olmadığını belirtiyor. Olayların en ateşli zamanında Bolu tugayından komandoların şehre gelip Sigorta Hastanesi'ne yerleştirildiklerini aktaran Aras, geceleri mahallelerde kurşunlamalar olunca, askerlere, "Evlerde güvenlik yitirildi. Dışarıda insanlar ölüyor, birbirini boğazlıyor. Müdahale edin." diye müracaat ettiklerini ifade ediyor. Askerlerin ise "Biz buradan çıkmama talimatı aldık." dediklerini söylüyor. Bir otomobilden polisle gelip Milönü Mahallesi'nin kurşunlandığının şahitleri olduğuna dikkat çeken Aras, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "4 Temmuz günü cuma namazına 5 dakika kala dışarıda bir panik oldu. Alaaddin Camii bombalanmış diye cadde dolmuş taşmış. Baktım yok öyle bir şey. 'Durun, yapmayın' diye bağırdık ama olmadı. Millet galeyana gelmiş. Alevilerin sokaklarına giden yollarda insanları engellemek için çektiğim çile bana yeter. Sonra duyduk ki yine bir aynı marka bir otomobil Alaaddin Camii'nin bombalandığı yönünde anonslar yapmış. Ben sorgum sırasında arabayı söyledim. 'O senin meselen değil, karıştırma' dediler. Olaylar sırasında 19 yaşındaydım. Cezaevine girince, daha düne kadar kardeş yaşayanlar birbirini nasıl öldürdü diye düşündüm. Hatamız bu milleti kışkırtanların oyununa gelmektir. Bunu da zaman geçince anladık."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.