
DOĞURSUN 3-5 TANE BAKSIN İŞTE…
Onur Ustaoğlu'nun kaleminden Konuşan yazı...
Yazıyı Meryem Coşkunca'nın sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın...
"Videoyu İzlemekte Sorun Yaşıyorsanız Buraya Tıklayın..."
Bir yerde okumuştum insanlar öğrenmeye doğdukları an başlarmış ve bu öğrenme süreci ölene kadar devam edermiş yani biz insan olarak yaşadığımız her an bir şeyler öğrenmeye programlanmış varlıklarız. Araştırmalar böyleyken düşündüğümüzde doğduğumuz günden itibaren hayatta birçok şeyi ailemizden özelliklede annemizden öğreniriz. Bu durumda soruyorum sizlere ülkemizde annelerimizi yani kızlarımızı yeterince eğitebiliyor muyuz?
Bu soruyu kendime sorduğumda içimden kocaman bir “HAYIR” diyorum maalesef ülkemizde özellikle son yıllarda kadınlarımızın gerektiği gibi eğitim alamadıklarını, çalışmak isteyen kadınlarımızın da çalışamadıklarını ve bir şekilde evde oturmak zorunda kaldıklarını görüyorum. İyide yeterince eğitim almayan ve maddi gücü elinde olmayan bir kadın anne olduğunda çocuğuna nasıl eğitim verecek onu nasıl donanımlı bir birey haline getirecek?
Bu anlattıklarım normal anneler için önemli ancak birde engellenen çocuğu olan anneler var ve o anneler için durum daha da vahim. Çünkü özel çocuğu olan çalışan bir anne çoğu zaman aile ve toplum baskısı yüzünden işini bırakmak evde çocuğu ile oturmak zorunda kalıyor. Şimdi bazılarınız işini tabi bırakacak bir anne çocuğuna bakmak zorundadır diyecek. Ancak bunu diyenler bir çocuğa bakmanın sadece önüne bir tas çorba koymaktan ibaret olduğunu sananlardır. Nerde kaldı eğitim? Nerede kaldı o çocuğun ihtiyaçları? maddi gücü olmayan bir anne bu saydıklarımı yapabilir mi?
Engellilere bakım aylığı veriliyor. Maaş veriliyor. Bunlar yetmiyor mu? Diye sorarsanız. Başımıza ne geliyorsa bakım parası ve engelli maaşından geliyor derim. Çünkü engelli maaşı olsun bakım parası olsun bir engellinin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde değil ve bence engel sahibi bireylerin ve annelerin evde boş boş oturmasının en büyük sebebi bu maaş ve bakım parasıdır. Biliyorum ve görüyorum çalışa bilecek durumdaki engel sahibi arkadaşlar bile ben yattığım yerden para alıyorum diye çalışmıyorlar. Hâlbuki çalışsalar hem bir şeyler üreterek mutlu olacaklar hem de daha çok para kazanıp daha iyi şartlarda yaşayacaklar
Tüm bunların üstüne birde bu sene Engelli annelerine erken emeklilik hakkı tanındı. Dışardan bakınca her şey güzel gibi görünüyor ama benim gözümde “gerçekten ihtiyacı olanlar dışında” eli ayağı birazcık tutan kafası çalışan bir şeyler ürete bilecek engelli arkadaşlar ve anneleri için bu yapılanlar hiç iyi değil, yani bir bakıma bu uygulamalar sayesinde insanları evlere kapanmaya teşvik ediyoruz. Engellileri bakıma ihtiyacı olan varlıklar gibi gösteriyoruz.
Bence bu sorunların çözümü şöyle olmalı
Örneğin çalışan bir annenin özel bir çocuğu varsa. O çocuğa annesi işteyken ilgilenebilecek, gerektiğinde eğitim verebilecek her konuda donanımlı özel eğitmenler yetiştirmeliyiz. Bakın bu dediğim aslında yeni bir iş alanıdır. Erken emeklilik yerine Bunu yapmalıyız ve bakım parası adı altında engellilere verilen parayı bu eğitmenlere aktarmalıyız. Böylelikle annelerimizi işinden ayırıp cezalandırmamış oluruz. Annelerinin ve babalarının çalıştığını gören ve eğitmenlerden gerekli eğitimi alan engellenen bireylerde büyüklerini örnek alıp ileride çalışmak isteyeceklerdir.
Bakın arkadaşlar maalesef Türkiye’de kadınlar hep ikinci plana atılıyor. “Aman çanım okuyup’ ta ne olacak, çalışıp ’ta ne olacak? Bulsun bir koca doğursun 3-5 çocuk evinde onlara baksın” deniliyor. Özel çocuğu olan annelere de toplum tarafından acınarak bakılıyor. Bu bakışlar annenin eğitim seviyesi düşük olunca “ ben bu çocuğu niye doğurdum diyerek kendini suçlamasına ve eve kapanıp kendini cezalandırmasına yol acıyor. “
İşte bunun için eğer hedefimiz engelleri kaldırıp daha özgür ve daha mutlu bir ülkede yaşamaksa öncelikle kadınlarımıza yani Annelerimizi gerektiği gibi eğitmeliyiz ve onları evde oturmaya değil, çalışmaya teşvik etmeliyiz. Onları asla ikinci planda bırakmamalıyız. Ancak bu şekilde engelleri kaldırıp daha özgür, daha çağdaş ve insanları daha mutlu bir ülkede yaşarız…
Yazan: Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Meryem Coşkunca – Bolu Olay Gündem Gazetesi…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.