Açıklamasında, katliamın ardındaki ideolojik motivasyona da değinen Kulalı, şeriat isteyen grupların bu vahşeti gerçekleştirdiğini belirtti ve katliamın affedilen sanıkları ile zaman aşımına uğramış davanın halka ve insanlığa karşı işlenen suçların affına izin verip veremeyeceğini sordu.

Kulalı, eğitim sisteminin dini değerlere dayandırılmasına ve toplumsal yaşamın dini kurallarla yeniden şekillendirilmesine yönelik siyasi iktidarın adımlarını eleştirdi. Millî Eğitim Bakanlığı'nın dini vakıf ve derneklerle iş birliği yaparak okulları dini faaliyetlerin merkezi haline getirdiğini dile getirdi.

ÇEDES Projesi üzerinden öğrencilerin dini tarikat ve cemaatlere itilmesine karşı çıkan Kulalı, bu projenin laik eğitim anlayışına aykırı olduğunu ve siyasi iktidarın eğitim sistemini kendi ideolojisi doğrultusunda biçimlendirmeye çalıştığını ifade etti.

Son olarak, seçme özgürlüğünün kısıtlandığını ve dini derslerin dayatıldığını belirten Kulalı, toplumsal barışın farklı inançlara saygı gösterilerek ve devletin tarafsızlık ilkesine uygun davranarak sağlanabileceğini vurguladı. Eğitimde ve inançta ayrımın son bulması gerektiğini dile getirdi.

Kulalı, Türkiye'de eğitim ve inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına karşı çıkarak bu uygulamalardan vazgeçilmesini talep etti.