Yazıyı Özge Nur Dilber'in sesinden dinlemek için videoyu çalıştırın...

"Videoyu İzlemekte Sorun Yaşıyorsanız Buraya Tıklayın..." 

Alışveriş yapmaktan mutlu olmayan yoktur herhalde.Gerçi, beyler gülerek "Onur ne diyorsun? Biz alışverişten hoşlanmıyoruz." diyecekler. Hiç kendimizi kandırmayalım beyler, hanımlar kadar olmasa da alışveriş yapmayı bizler de seviyoruz. Alışverişi sevmesek bu kadar çok AVM açılmazdı ve gidip oralarda vakit geçirmezdik.

Tamam tamam kızmayın amacım hanımlarla beyleri bu konuda kıyaslayıp tartışma çıkarmak değil sadece geçtiğimiz hafta sonu AVM de gezerken bir şey fark ettim ve bunu sizinle paylaşmak istedim. Ancak önce gelin birazcık düşünüp, empati yapmaya çalışalım. Diyelim ki AVM' de dolaşıyorsunuz, bir giyim mağazasına girdiniz, o mağazadan bir şeyler almak istiyorsunuz. Alacağınız ürünü nasıl seçersiniz? Herhalde rengine, şekline ve fiyatına bakarak seçersiniz. Buraya kadar her şey normal gibi görünüyor.

Peki, mağazada ürün beğenirken gözlerinizi kapatın ve ürünü öyle seçin desem. Seçebilir misiniz? Çoğunuzun "Hayır" dediğini duyuyorum. Ama hadi satış elemanlarının desteğiyle mağazadan rengi mavi olan bir gömleği zor da olsa görmeden aldınız. Eve geldiniz, gömleği dolabınıza astınız. Aradan belli bir zaman geçti. Bir sabah uyandınız, yeni aldığınız mavi gömleği giymek istiyorsunuz. Yine gözlerinizi kapatın ve dolabı açın, yeni gömleğinizi bulabilir misiniz?

Zorlansanız da dokunarak bir şekilde yeni mavi gömleğinizi bulup giydiniz diyelim. Birkaç gün sonra gömlek kirlendi, kirli sepetine attınız. Biraz zaman geçti. Çamaşır yıkamanız gerek,  gözlerinizi kapatın kirli sepetini acın renkli çamaşırlarla beyaz çamaşırları ayırın bakalım. Ne oldu çok mu zor? Tamam, durun bırakın elinizdeki çamaşırları. Açın gözlerinizi, yoksa karıştırıp renklileri beyazlarla birlikte yıkayacaksınız, sonrada beyaz çamaşırlarınız renkli olacak ☺️

Böyle anlatınca yüzlerde hafif bir gülümseme oldu ve bunları size niye anlattığımı merak ettiniz. Hemen açıklayayım.

Dediğim gibi geçtiğimiz hafta sonu bir alışveriş merkezine gezmeye gitmiştik. Orada dolaşırken bir mağazaya girdim, giysileri incelerken gözüme bir şey kaçtı. O yüzden gözlerimi kısa bir süre kapatmak zorunda kaldım. Gözlerimi kapattığım 1-2 dakikada aklımdan bunlar geçti. Ne biçim adamsın, 2 dakika gözlerini kapatmış neler düşünmüş demeyin.

Unutmayın! Bu anlatmaya çalıştığım sorunlarla uğraşan milyonlarca görme problemi olan insan var. Biz onların hayatını bu anlamda kolaylaştırmak için ne yapıyoruz diye düşündüğümde pek bir şey yapmadığımızı fark ettim. Düşünüp araştırdığımda da basit uygulamalarla görme problemi olanların bu anlattığım sorunlarını çözebileceğimizi gördüm.

Örneğin en basit olarak giysi etiketlerine rengi, bedeni gibi bilgiler görme problemi olan kişiler için Braille alfabesi ile yanı küçük kabartmalı noktacıklar halinde yazılabilir. Böylece göremeyen biri etikete dokunduğunda giysi ile ilgili bilgileri anlar. Yukarıda saydığım işleri kolaylıkla yapar.

Bakın, günlük hayatta güzel ve istediğimiz giysileri giymek, onların rengini seçmek insanlara kendini iyi hissettirir ve insanların kendine olan güvenini artırır. Maalesef bizler bunu bir türlü anlamıyoruz “aman canım o göremiyor renk önemli değil ver bir şeyler giysin” deyip geçiyoruz ancak bu düşünce, bu bakış acısı çok yanlıştır.

Unutmayın arkadaşlar! İnsanlar göremeseler bile hayatlarını renklerle bezeyebilirler ve bazı anlarda bazı şeyleri bizlerden bile iyi görüp hissedebilirler. Yeter ki biz elimizdeki teknolojiyi ve imkânları doğru kullanıp hayatları renklendire bilelim, insanlara gerekliğinde göz, gerektiğinde kulak olabilelim. Ben inanıyorum, biz istersek bunları rahatlıkla yapar, dünyayı herkes için daha renkli bir hale getirebiliriz… 

Yazan : Onur Ustaoğlu – Seslendiren: Özge Nur Dilber – Bolu Olay Gündem Gazetesi…