Atalay, cezaevinden tahliye edilmediği için TBMM'de görevine başlayamayan tek milletvekili durumunda ve mazbatası 25 Mayıs'ta alınmış olmasına rağmen hala tahliye edilmemiştir. TİP tarafından Yargıtay'a yapılan başvuruya rağmen Can Atalay'ın serbest bırakılmaması, muhalefet partileri, barolar ve demokratik kitle örgütleri tarafından büyük tepkiyle karşılanmıştır. Atalay'ın 18 yıl hapis cezasına çarptırıldığı Gezi Davası nedeniyle Silivri Cezaevi'nde bulunduğu ve milletvekili seçildiği Hatay başta olmak üzere birçok ilde basın açıklamaları düzenlenerek ortak bir metin yayınlandı. Basın açıklamasında, "Yargıtay’da dava süreci devam ederken hukuksuzca cezaevinde tutulan Avukat Can Atalay, 14 Mayıs Milletvekilli Seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay milletvekili seçildi. Seçim sonuçlarının kesinleşmesini takiben Can Atalay, avukatları aracılığıyla milletvekili mazbatasını aldı ve geçen cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olarak kaydı yapıldı. Ancak seçilmiş vekilimiz, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde esir tutulduğu için henüz milletvekili yeminini edemedi ve görevine başlayamadı" ifadelerine yer verildi.

Anayasa'nın 83. Maddesi'nin açık olduğu belirtilerek, Atalay'ın tutuklu olarak görev yapmasının Anayasa'ya aykırı olduğu vurgulandı. Yargıtay'ın başvurulara yanıt vermemesi ve Atalay'ın hala cezaevinde tutulması, Anayasa'nın emrettiği hükmün uygulanmadığı şeklinde yorumlanan açıklamada, Atalay'ın tutuklu kalması, kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlali ve seçmenlerin temsil edilme haklarının çiğnenmesi anlamına geldiği ifade edildi.

Ayrıca, Anayasa'nın 83. Maddesi'nin hatırlatıldığı ve Atalay'ın hala serbest bırakılmamasıyla ilgili sorular yöneltilerek, hukuksuzlukların son bulması ve seçilmiş milletvekilinin görevine başlamasının talep edildiği belirtildi.