Cuma günü CHP nin milletvekili aday adayı Sayın Özer Özcan’ın adaylığını açıkladığı tanıtım toplantısı vardı. Uzun zamandır gündemi takip edemediğim için yazılarım da aksıyordu, oradaydım.

Coşkulu bir kalabalık vardı. Kalabalık adeta bu sefer tamam der gibi umutluydu. Görebildiğim kadarıyla CHP nin dışından da izlemeye gelenler olmuşu.

Toplantı için iyi bir hazırlık yapılmış. Önce özgeçmişinin yazılı olduğu açıklama metni dağıtıldı ve açıklamaya bu metin okunarak başlandı.

Özgeçmişinden dolu dolu bir memuriyet hayatının olduğu görülüyordu. Aslında benim de çalıştığım kurum aynı idi. Ben de 1988 – 1991 yılları arasında Çalışma Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünde çalıştım. 1991 yılında kurumun İzmir Bölge Müdürlüğüne geçtim, bu yüzden tanışamadık.

Özgeçmişini okunmasından sonra söz aldı ve konuşmalarını yaptı. Bendeki izlenim, bir bürokrat olarak meselelere hakim olduğu yönünde. Ayrıca kibarlığı nazikliği ile de dikkati çekiyor. Toplantıya kızlarını da getirerek güzel de bir jest yapmış.

Sayın Özcan’ın bu seçime çok ciddi olarak hazırlandığı belli oluyor. Akşamına Karaçayır Belediye Sosyal Tesisinde basın mensuplarına bir yemekli toplantı da düzenlemiş. Ona da katıldım. Daha geniş bir şekilde planlarını, yapacaklarını yapılması gerekenleri açıkladı.

Kısacası kendisinden yararlanılabilecek bir bürokrat. Sıralamaya girer mi giremez mi, seçilir mi seçilemez mi bilemem ama donanımlı kişilerin ön plana çıkması ilimiz için bir kazanımdır.

Hayırlı olsun Sayın Özer Özcan.

Seçimler.

14 Mayısta seçimin “yenilenmesi” kararı alındı. Yenilenme neyin nesi ise. Bu seçim iktidar ve muhalefet tarafından adeta bir ölüm kalım mücadelesi gibi görülüyor. Her iki taraf da seçim güvenliğinden, sandık güvenliğinden bahsediyor. Haydi muhalefeti anlarım da iktidar neden güvenlik endişesi duyuyor. Devletin bütün imkanları ellerinde, eğer sandıklara ve seçime sahip çıkamıyorlarsa ülkeyi de yönetemezler diye düşünmez mi seçmen?

Bu sebepten dolayı seçim propagandalarında çok dikkatli olunmalı. Deprem afeti bir taraftan, ekonomik kriz bir taraftan, sığınmacılar sorunu bir taraftan halk burnundan soluyor. Rakibini yıpratacağım diye karşındakini vatan haini ilan etmek, sadece seçmenler arasında husumeti artırır. Hem iktidar hem muhalefet partilerine, memleketin huzuru refahı sizin iktidara gelmenizden daha önemli. Husumeti, ayrışmayı, kızgınlığı artıracak her türlü propagandadan kaçınmanız memleket ve millet yararınadır.

Hiç kimse vatan haini değildir. Herkesin amacı siyasi mücadele sonunda iktidara gelebilmektir. Siyasi parti yetkilileri lütfen söylemlerinize ve üslubunuza dikkat ediniz. Başka Türkiye yok ve başka gidecek yerimiz de yok.