
İlhami Candemir
DAŞ
Sayın okuyucular, yazının başlığı biraz ilginçtir ama o çok becerikli bir kuyruktur(takıdır), İsimi(adı) sıfata dönüştürür. Örneğin “vatan” isimdir””vatandaş” sıfattır gibi.
Bakalım DAŞ’ın becerileri nelermiş görelim;
Sayın okuyucular,bilindiği gibi insanlar arasında değişik ilişkiler vardır,akrabalık ilişkileri ,karı-koca ilişkileri ,abi-kardeş ilişkileri ,meslek ilişkileri gibi .Bu ilişkilerde DAŞ eki çok kullanılır. Örneğin arkaDAŞ, meslekDAŞ,sırDAŞ, karınDAŞ(kardeş),sınırDAŞ,vatanDAŞ,ülküDAŞ,payDAŞ,aDAŞ,soyDAŞ, yolDAŞ, gibi. Bu “DAŞ”lar insanların birlikteliklerini, birlikte hareket etmelerini,biri birleri ile olan sıcak ilişkilerini ,dayanışmalarını gösterir.
Sayın okuyucular, yukarıda belirtilen “DAŞ”lar arasında öyle bir DAŞ var ki tüm DAŞLARI nötralize eder ve mıknatıs gibi kendine çeker. İşte bu DAŞ yanDAŞ’dır. Yandaşlığın içinde-torba kanunu gibi-ırkdaşlar vardır, meslektaşlar vardır, ülküdaşlar vardır,soydaşlar vardır,karındaşlar vardır. Velhasıl kelam tüm DAŞLARDAN insanlar vardır. Hele bu yandaşlık iktidar yanlısı bir yandaşlık ise o zaman dokunmayın keyfine. Zira bu yandaşlıkta refah vardır, dokunulmazlık vardır, himaye vardır, sırt sıvazlama vardır, şakşakçılık vardır,üç maymunları oynamak vardır, ekmek vardır,pasta vardır,Medine hurması bile vardır, uzatmayalım kuş sütünden gayrisi vardır, yedi sülaleye iş vardır,üç,dört beş maaş almak vardır, yani demem o ki o yanDAŞ için yok yok yoktur.
Ancak zaman her şeye gebedir derler. Halkı canından bezdiren bu hayat pahalılığı karşısında yandaşlık da yetersiz kalınca iktidarın tavsiyesi ile yeni bir “DAŞ” lık doğdu, SABIRDAŞ. Yani sabredenler. Sabrı doğuran neden karşılaşılan ZORLUKTUR . Yukarıda da belirtildiği gibi iktidar yandaşları için herhangi bir zorluk söz konusu olmadığından onlar sabredenlerin dışında kalmışlardır, onların sabretmeleri için bir neden yoktur,onlar yerler içerler sadece SABIR tavsiye ederler. Ancak hayat pahalılığı o kadar acımasız ki sabredenler, kendileri yoklukla, açlıkla, bin bir türlü sıkıntılarla boğuşurken yandaşların deveyi hamudu ile götürdüklerini görerek kendilerinin Hal-i pür melallerini düşünüp “ele verir talkını(öğüdü-telkini) kendi yutar salkımı” deyip bir çare üretmeye mi çalışacaklar, yoksa SABIRLA, demokratik hesap günü olan seçim sandığının gelmesini mi bekleyecekler yoksa “kendim ettim kendim buldum” diyerek bir lokma bir hırka bize yeter mi diyecekler göreceğiz. Hoşça kalın 14/04/2022
İLHAMİ CANDEMİR