Seçim tarihi geldi çattı. Sadece dört gün kaldı. Pazar sabahı geldiğinde herkes toplumsal görevini yerine getirecek. Bu yerine getirilen görev sonucunda, sadece bizleri bundan sonra yönetecek kişileri seçeceğiz. İş hayatımız nasılsa, evimizdeki yaşam tarzımız neyse, aile bireyleri ile nasıl yaşamımız sürüyorsa seçimden sonra da aynen bu devam edecek. Kim seçilirse seçilsin, kimse bu ülkeyi yönetmeye başladığında, çalışanlara sen artık çalışmayacaksın demeyecek. Senin paran artık yeter, bundan sonra işten atılacaksın demeyecek. Sadece ekonomik anlamda farklılıklar olacaktır. Kimse sizi şu partiye veya bu partiye oy attın diye asla bu ülkeden kovacak değil. Bu ülke hepimizin.

Yapılacak olan bu seçimlerde herkesin bir görevi var. Halkın da görevi, kendi düşünceleriyle ve iradesiyle sandığa giderek oyunu istediği bir partinin ambleminin altındaki yuvarlak kutucuğa mührü basacak. Bu hepimizin vatandaşlık görevidir. Herkesin bu görevi yapmasını umut ettiğim için ben de elimden gelen kadarıyla sandığa gidilmesi için çaba harcadım. Kimlere mi? Elbette herkese. Renk, dil, din ayrımı yapmadan vatandaşımız olan herkese gitmesi gerektiğini anlatmaya dilimin döndüğünce söylemeye çalışıyorum.

İnsanların tek düşüncelerinin bu seçim ile birlikte ortaya çıktığı da, bana verilen cevaplarda yansıyor. Pazar yerinde yaşlı bir teyzemiz bana aynen şunu söyledi. “Oğlum, hasta olmazsak, bir önemli konu çıkmazsa, elbette gideceğiz sandığı” dediğinde suratının şeklinin değiştiğini görmüştüm. Bana sadece bir kelimesi oldukça düşündürücü geldi. Aynen şu kelimeler ağzından döküldü. “Bizler emekliyiz oğlum. Amcan sizlere ömür. Zar zor geçiniyoruz. Elime geçen para belli. Bize para desteği gelecek diye beklerken, henüz yansımadı. Ben bu güne kadar hep iktidara oy verdim. Belli olmaz sandıkta yine verebilirim. Cumhurbaşkanının bilgisi dışında bazı konular oluyor diye düşünüyorum. Bu gerçekse ben oyumu vermem bu seçimde” dediğinde, kendisine ne olduğunu sordum. “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Aralık 2024 tarihine kadar, hizmet için kullanılmak üzere beş yüz milyardan fazla bir bedelle araç kiralamış. Bu çok yanlış. Bizlerin paraya ihtiyacı var. Bu para bize bölünmeliydi” diye cevapladı. Buna rağmen yine de kişilerin kendi yüreklerinden geçen kişilere oy vermek için sandığa gitmelerini önerdim. Haydi bakalım hayırlısı.