Hikâyesini Haşim Akten’in yazdığı “Bendeyar” filminin çekimlerine Bolu’da başlandı. “Bendeyar”, Ekim ayının sonlarında tüm sinemalarda gösterime girecek. Film kadınların cuma namazına gitmesi gibi birçok ilki de bünyesinde barındırıyor.

Konya’da, Terziler İşhanı’nda 1987’de yazılı basında Gözyaşı Dergisi, sesli medyada Gözyaşı FM, sahnelerde Gözyaşı Geceleri ve turizmde Gözyaşı Turizm ile tebliğ yapmaya çalışan Gözyaşı topluluğu, çeyrek asırlık birikimini Gözyaşı Sinema olarak beyaz perdeye aktarıyor.

Gözyaşı Geceleri ile tanınan Gözyaşı topluluğu, merkezini İstanbul’a taşıdıktan sonra ciddi anlamda sinema filmine yöneldi. Hikâyesini Gözyaşı Sanat Yönetmeni Haşim Akten’in yazdığı “Bendeyar” isimli filmin çekimlerine Bolu’nun Göynük ilçesinde başlandı.

Çok büyük bir hızla ve profesyonel bir teknik ekiple çekilen film, her karesiyle Türk sinemasında ilklere imza atacağa benziyor. Söylemler, eylemler, mekânlar, kullanılan kostüm, aksesuar, makyaj ve oyuncularla tek tek ilgilenen, her detaya en ince ayrıntısına kadar inen ve bu detayların filmin kalitesi, aynı zamanda bütünü adına çok önemli olduğunu her fırsatta vurgulayan sanat yönetmeni Haşim Akten, bu titiz çalışmasının semeresini almaya başladı. “Bendeyar” adlı sinema filmi ile ilgili olarak konuşan yönetmen ve sivil toplum aktivisti Haşim Atken, filmin Ekim ayının sonlarında gösterime girmesinin planlandığını belirterek “Filmde hep ilkler var. Kadınların cuma namazına gitmesi, namaz sahnesinde bir Müslüman’ın nasıl namaz kılması gerektiğine ait görsel detaylar, başkahramanın inanmış, aydın ve mücadeleci, ciddi bir Müslüman, aynı zamanda vatanı için hayatındaki birçok önemli varlığı feda edebilmiş bir kahraman. Bugüne kadar hep kötü ve karakter olarak insanların zihnini bulandıran çizgilerde sunulan imamlarımızın yerine aydın, çağdaş, konuşmasını bilen ve gerçekten yüzüne baktığınızda içinizin açılacağı bir simanın canlandırdığı imam, çağın silahı ile silahlanarak hem beynini, hem bilgisini çok iyi kullanan bilge koca olarak karşımıza çıkıyor.”şeklinde konuştu. Göynük’ten sonra filmin çekimlerine İstanbul’da tespit edilen mekânlarda devam edileceğini belirten Akten, sinema filminin insanî ve İslâmî değerler üzerine kurgulandığını ifade ederek neden sinema sorusuna şu cevabı verdi:“İslâm’a terör dini diye yaklaşmayanlara bir mesaj verelim. İslâm dünyasına Mevlâna’nın hayata bakışını taşıyalım ve yeryüzündeki tüm mü’min kardeşlerimize umut taşıyalım istedik.”