Kadınlar medyada özne değil, tüketim nesnesi

Kadınlar medyada özne değil, tüketim nesnesi

''Medyada Kadın Algısı, İstihdam ve İstismar Çalıştayı” na katılmak üzere Bolu’ya gelen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, erkeklerin kadınların siyaset içerisinde olmasına hazır olmadığını...

''Medyada Kadın Algısı, İstihdam ve İstismar Çalıştayı” na katılmak üzere Bolu’ya gelen

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, erkeklerin kadınların siyaset içerisinde olmasına hazır olmadığını belirterek, ''Böyle bir kabul yok ve çatışma alanı doğdu. O zaman bu eğitimleri erkeklere de vermek lazım, onları da dönüştürmek lazım'' dedi.
    

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf,  Karacasu Beldesindeki Gazelle Spa Resort Otel'de, Gazeteciler Yazarlar Vakfı Medialog Platformu ve Kadın Platformunca düzenlenen, ''Medyada Kadın Algısı, İstihdam ve İstismar Çalıştayı''nda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada gazetecilerin gündeme yönelik sorularını yanıtlayan Kavaf, küçük yaştaki çocuklara yemek yedirilirken bile televizyon izlettirildiğini belirtti. Çocukların izledikleri çizgi filmlerin bile şiddet içerdiğini dile getiren Kavaf,''Çizgi film kahramanları birbirini yok etmek için mücadele ediyor. Daha sonra büyüyor, internet, bilgisayar oyunları... Çocuğu kalıba sokmak için şunu yaparsan şunu yaparım gibi cezalar olabiliyor. Eğitim şeklinde eksiklik, eğitim modelinde bir yanlışlıklar var. Bir taraftan okula gidiyor ve okulda şiddet görebiliyor çocuk. Askere gidiyor, askerde dövülüyor, sokağa çıkıyor, sokakta dövülüyor. Aşağılanmak ve şiddet görmekten dolayı içinde şiddet birikiyor birikiyor ve bir başkasına şiddet uygulamak üzere patlıyor. Bu anlamda eğitim modellerinin gözden geçirilmesi gerekiyor. İnsanların bu şekilde zihinsel alt yapısı ve zihinsel alt yapıyla beraber davranışlarını şekillendiren hayatın her noktasındaki çok etkin argümanların kontrol edilmesi gerekiyor. İnsanların yüzde 94'ü televizyon seyrediyor. İstatistiklere göre insanların yüzde 87'sinin eğlence vasıtası televizyon.'' Diye konuştu.

 

Adımı “Sansürcü bakan’a” çıkardılar

 

Şiddetin internette, çizgi ve dizi filmlerde de bulunduğunu anlatan Kavaf, “İlk Aşk-ı Memnu gösterildi ve bize yağmur gibi faks Ve mail yağmaya başladı. Rahatsız olan duyarlı olan insanlarla ilgili. Gazeteciler bana sorduğunda dedim ki; bu dünyanın hiç bir yerinde kontrolsüz değil. Bu tip görüntüler, görüntülerin olduğu filmler şifreli kanallar vardır. İnsanlar gider satın alır, seyrederler. (Sansürcü bakan) diye basın beni yerden yere vurdu. Bir tek Allah'ın kulu da çıkıp doğrudur demedi. Amerika'da, yurt dışında, Avrupa'da da kanalları seyrediyorsunuz. Ortalama vatandaşa hitap eden kanallarda bu tip görüntüler var mı?'' şeklinde konuştu.

Betsmove 0pt;">
''Daha Çok Kadın Aday Seçilsin İstiyoruz''


Kadınlarda siyasi bilinci oluşturmak için eğitim programları yaptıklarını kaydeden Bakan Kavaf, ''Hocalar getiriyoruz, eğitimlerini sağlıyoruz. İlk seçim süreci geldi, biz de daha çok kadın aday seçilsin istiyoruz. Ama orada fark ettik ki, biz erkekleri zihinsel olarak değiştirmeyi unutmuşuz. Erkekler siyaseten bu kadar kadının bu alan içerisinde olmasına hazır değiller. Böyle bir kabul yok ve çatışma alanı doğdu. O zaman bu eğitimlerin erkeklere de vermek lazım, onları da dönüştürmek lazım'' dedi.


''Türkiye Genelinde 66 Kadın Konuk Evi Var''


İktidara geldikleri 2002 yılında Türkiye'de 8 kadın konuk evinin bulunduğunu söyleyen Kavaf, bu sayısının 66'ya yükseldiğini, bunun 45'inin bakanlığına bağlı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumuna ait olduğunu belirtti.Her ilde kadın konuk evi bulunmadığını, valiliklere veya Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumuna gelen talepleri dikkate aldıklarını anlatan Bakan Kavaf sözlerini şu şekilde tamamladı; ''Talep yoğunluğu yok ve ayda yılda bir kadın başvuruyorsa, elbette biz kadınları ortada bırakmıyoruz. Valilik, kamu misafirhanesinde ya da güvenilir bir otelde kadının kalmasını sağlıyor ve yanına sosyal hizmet kurumunda bir görevli veriliyor. İstanbul, Ankara ve büyük şehirler için bunlar önemli olmayabilir. Ayrıca biz kadınların pozisyonu, statüsü yani nasıl yaşadığı ne olursa olsun şiddete uğramasını mazur göremeyiz. Her insanın hayatı değerlidir. Taşrada hayatını fuhuşla idame ettiren bazı kadınların çalışamadıkları günlerde konaklamak üzere, bu kadın konaklama evlerini kullanma eğilimi ve talebi olduğu dillendirildi. Şimdi bu İstanbul, Ankara'da önemli değil, fark edilmez. Ancak küçük olan yerlerde bu fark edilir. Siyaseten milletin oylarıyla seçilmiş bir belediyenin, bir belediye başkanının sorumluluğundaki bir belediyenin çalıştırdığı bir kadın konuk evinin, bu amaçla kullanılması kamuoyunda duyulduğu takdirde, 'Biz bunu göğüsleyemiyoruz' dediler. Siyaset yapan biri için bu haklı bir gerekçe. Onun için, 'Kadın konuk evini açmıyoruz' diyorlar. O zaman bizim burada başka bir formül üretmemiz gerekiyor. Standart bir çözümü 570 bin kilometre karelik bir alanda uygulayamazsınız. Mutlaka bölgesel farklılıkları ve şartları dikkate almak gerekir.''

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.