Maddiyatı bırak Fikriyata bak!

Maddiyatı bırak Fikriyata bak!

Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve BTSO işbirliğinde Mavi salonda gerçekleştirilen “Patent Günleri” toplantısında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Sert 21. yüzyılda dünyanın bütün...

Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve BTSO işbirliğinde Mavi salonda gerçekleştirilen “Patent Günleri” toplantısında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Sert 21. yüzyılda dünyanın bütün ülkelerinin kendi Pazar paylarını genişletme savaşı verdiğine dikkat çekerek Fikri sermayenin işletmeler açısından maddi sermayeden çok daha önemli bir hale geldiğini söyledi.

 

Türk Patent Enstitüsü'nün yenilikçiliği, üretkenliği ve yaratıcılığı teşvik etmek, sınaî mülkiyet hakları konusunda bilgi ve bilinç düzeyini artırmak, ulusal inovasyon sistemini güçlendirmek ve üniversite- sanayi işbirliğini geliştirmek amacıyla 2008 yılından bu yana farklı illerde düzenlediği “Patent Günleri” bu defa Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve BTSO işbirliğinde, AİBÜ Kültür Merkezi Mavi Salon’da gerçekleştirildi. Bolu Vali Yardımcısı Zeki Karaca, Milletvekilleri Fatih Metin, Metin Yılmaz ve Yüksel Coşkunyürek, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, AİBÜ Rektörü Prof.Dr. Hayri Coşkun, TPE Başkan Yardımcısı Ahmet Koçer, kurum temsilcileri, firma yetkilileri ve öğrencilerin katılımıyla yapılan toplantının açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Sert, 21. yüzyılda dünyanın artık bütün ülkelerin ürün ve hizmet sağlama yarışına girdiği ve kendi Pazar paylarını genişletme savaşı verdiği, toplamda 62 trilyon dolarlık bir büyüklüğü temsil eden bir pazara dönüştüğünün altını çizerek, bilgi toplumunun yaşandığı bu ortamda, işletmelerin ayakta kalabilmeleri için yalnızca bulundukları yerdeki rakipleriyle değil, ülkedeki ve hatta dünyadaki rakipleriyle mücadele edecek güce sahip olmaları gerektiğine dikkatleri çekti. Kemal Sert, mücadelenin artık devletlerle ve ordularla değil, girişimcilerle, markalarla, tasarımla, araştırma-geliştirme ve yenilikçilik ile devam ettiğini söyledi. Fikri sermayenin işletmeler açısından maddi sermayeden çok daha önemli hale geldiğini kaydeden Kemal Sert şöyle devam etti: Üretilen ister ürün, ister hizmet, ister bilgi olsun, kalitenin ve verimliliğin artırılması hususunda fikri sermayeye dayalı sağlıklı bir rekabet gücü kazanılamayan yerde, toplumun ve kurumların gelişmesi, zenginleşmesi mümkün görünmemektedir. Yapılan iş ne olursa olsun, marka olabilmenin temel şartları, öncelikle hedefleri doğru ve net olarak belirlemek, sonrasında da kendi çizgisini ve kalitesini oluşturmak, bu kaliteyi her seferinde daha fazla artırmayı amaçlamak, sürekli bir rekabet ortamında diğerlerine kıyasla avantajlı bir pozisyon sağlamak, bunun için gerekli tedbirleri almak, bilgiyi ve teknolojiyi kullanarak her zaman yeniliği aramak ve bu bilinci elde edilen tüm çıktılarda korumaktır.”

 

Bolu, Markalaşma becerisinde 30.sırada…

Bolu’nun sınai mülkiyet hakları konusunda arzu edilen üretkenlik düzeyine henüz ulaşamadığına işaret eden Kemal Sert, URAK tarafından açıklanan İller Arası Rekabetçilik Endeksi’nin 2009-2010 dönemi sonuçlarına göre Bolu’nun markalaşma becerisi ve yenilikçilik kategorisinde 81 il arasında 30. sırada yer aldığını bildirerek bu endeksin 7 değişkeninden dördünün son beş yıla ait marka, patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım ortalamaları olduğunu ifade etti. Bolu’da son 16 yılda toplam 54 patent ve faydalı model başvurusu yapıldığını belirten Sert, bu rakamın Bolu merkezli firmalara ait başvuruların toplamı olduğunu, merkezi başka ilde iken Bolu’da üretim yapmakta olan firmaların yaptıkları başvuruların O ile ait kayıtlara geçtiğini; dolayısıyla Bolu’nun sınai mülkiyet hakları konusundaki karnesi ortaya çıkarılırken bu nüansa dikkat edilmesi gerektiğini anlattı.TPE Başkan Yardımcısı Ahmet Koçer ise yaptığı konuşmada küreselleşen ve rekabetin boyut değiştirdiği dünyamızda, “yeni ekonomi”, “girişimcilik”, “fikri sermaye”, “AR-GE”, “markalaşma”, “tasarım” ve “inovasyon” gibi kilit kavramların öne çıktığını ve başarının anahtarı haline geldiğini söyledi. İnovasyon kavramının kısaca, ürün ve hizmetlerde fark oluşturan ve ticarileşebilen yenilikleri ifade ettiğini belirterek, OECD’ye göre gelişmiş ekonomilerde son otuz yılda gerçekleşen büyümenin yarıdan fazlasının kaynağının, Ar-Ge ve inovasyon olduğuna işaret etti. AİBÜ Rektörü Hayri Coşkun, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ve Vali Yardımcısı Zeki Karaca da birer konuşma yaparak üniversitelerde üretilen bilginin patente dönüştürülerek patent üretmenin ve markalaşmanın önemine dikkat çektiler. Açılış konuşmalarının ardından 2000-2010 yılları arasında Bolu’da en fazla patent, faydalı model, endüstriyel tasarım ve marka başvurusu yapan ilk üç firmaya ödülleri takdim edildi. Etkinliğin devamında, katılımcılara sınai mülkiyet hakları, San-Tez proje uygulaması ve KOSGEB destekleri hakkında bilgilendirme oturumları gerçekleştirildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.