
Nizamettin Yıldırım
Öğretmenliğin Manevi Hazzı
24 Kasım Öğretmenler günü.
Tüm öğretmenlerimizin gününü kutlarken ebediyete intikal eden öğretmenlerimize de Allahtan rahmet dilerim.
Öğretmenlik mesleğinin manevi hazzı çok büyüktür. Hele ilkokul öğretmenliği bambaşkadır. Eğitimin yanında köy hayatı ve köylülerle de haşır neşir olmak, sosyal meselelerde yardımcı olmak insanı mutlu eder.
Geçen hafta tam 42 yıl sonra bir öğrencim ziyaretime geldi. İlk görev yerim olan Kahramanmaraş’ın Yeşildere köyünden. Facebook sayesinde 4-5 yıl kadar önce haberleşiyorduk. Yığılcaya çalışmaya gelmiş, ve beni görmek istediğini söyledi.
Randevulaştığımız gün buluştuk. Tabii benim gözümde canlanan 42 yıl önceki o çelimsiz çocuk. Şimdi kırklı yaşlarda kocaman adam.
Konuştuk, eski anıları yadettik, Hocam elini öpebilir miyim dedi ve bir fotoğrafla da kaydetmiş oldu. 42 yıl geçse de hatırlanmak değer verilmek başka hangi meslekte vardır bilemem ama hayata yeniden başlasam yine aynı mesleği seçerdim.
Zor şartlarda görev yaptık. Köyün yolu, elektriği yoktu. Merkeze ulaşmak için 4-5 saat yaya gitmemiz gerekiyordu. Bir ay boyunca köyde kalırdık, ay başında maaşımızı almaya şehre giderdik. Yine böyle bir ay başında ertesi gün maaş almaya gideceğiz. Erkenden yattık. İki saat sonra ayağıma bir sürtünme ile uyandım. Anladım ki bu fare, bir ayağımla yorganı kaldırdım bir tekme atayım diye düşünürken yorganı açar açmaz fırladı gitti. Ben uyumaya devam ettim. Sabah erkenden yola çıktık. Gece farenin girdiği aklıma geldi. Acaba gerçek mi rüya mı diye düşünürken arkadaşa “dün gece galiba benim yatağıma fare girdi” dedim. Bunun üzerine arkadaşım bir akşam önce de benim yatağıma girdi dedi. Fareler, akrepler, yılanlarla dost olmuştuk. Buna rağmen güzel anılarımızda kaldılar.
Oralar şimdi bambaşka bir yer olmuş. Köyün çevresinden doğan ırmağın kaynakları baraj yapılarak ekonomiye kazandırılmış. Yol yapılmış hem de asfalt yol.
O yıllara ait bir de yol hikayemiz vardır.
Maraş’ta kura çektik, yatak yorgan yiyecek vs ihtiyaçlarımızı aldık iki öğretmen bir kamyon kasasında yakın bir köye geldik. Yakın dedimse yine bir günlük yol. Orada o gece kaldık. Sabah köyden 75 tl ye birer katır kiraladık ve yola çıktık. Akşama köye vardığımızda benim ayakkabılar parçalandı. Katır sırtındaki yiyecekleri ve deterjanı aynı yere koymuşuz, deterjan kutusundaki bütün deterjan pirinç, mercimek gibi kuru gıdaların içine karışmış. Yemek yaparken bir bidon su ile anca temizleniyordu.
Zor günlerdi ama mutluyduk.
Bu gün her imkanımız var, hayat daha kolay ama insanlar mutsuz.
Tabi bu mutsuzluğun baş kaynağı da ekonomik. Son bir yılda reel gelirlerin gerilemesi öğretmenleri de etkiledi. Bir çok insan ek gelir peşinde.
Yöneticilerimiz acı reçetelerden bahsetmekteler. Kabulümüz ancak bir şartımız var, o reçeteyi önce kendileri içmeli. İtibardan tasarruf olmaz deyip Kıbrıs’a 7-8 uçakla pikniğe gitmek, bir saray da Kıbrıs’a yapmak hem gerçekçi değil hem de vicdanlı değil.
Tüm öğretmenlerin öğretmeler günü kutlu olsun.