
“Boluluları türkülerine sahip çıktıkları için kutluyorum”
Her şey 24 Mayıs Pazartesi günü haber portallarına düşen bir haberle başladı. Burada ki iddialara göre Musa Eroğlu katıldığı bir programda ünlü halk kahramanı Köroğlu’nun Bolu’ya...
Her şey 24 Mayıs Pazartesi günü haber portallarına düşen bir haberle başladı. Burada ki iddialara göre Musa Eroğlu katıldığı bir programda ünlü halk kahramanı Köroğlu’nun Bolu’ya hiçbir zaman gitmediğini söylemiş, türkünün sözlerinin ise öyle olmadığını ifade etmişti. Konu Köroğlu söz sahibi de Türk Halk Müziğinin ülkemizdeki yaşayan en önemli temsilcilerinden biri olunca Bolu’da ki tüm gazeteciler haberi anında gazetelerine koymuşlardı. Eroğlu’nun açıklamalarına gerek Bolu Olay’ın gerekse de diğer yerel gazetelerin sitelerindeki yorum bölümlerine hatırı sayılır ölçüde eleştiriler gelmiş Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Halk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi (BAMER) Başkanı Doç. Dr. Ali Yamanda Musa Eroğlu'nun 'Köroğlu'nun Bolu'ya hiç gitmediği' yönündeki açıklamalarıyla ilgili olarak, “Farklı ülkelerde dahi, Köroğlu ile ilgili yayınlanan kitaplarda ve bilimsel çalışmalarda Bolu Beyi’nin ve Bolu’nun adı geçmektedir. O yüzden Musa Eroğlu'nun açıklamasını bilimsel bulmuyorum.”demişti.60 yıllık ömrünü Türk Halk müziğine adayan, albümleri milyonlar satan, Türkiye’de hemen herkesin tanıdığı böylesine büyük bir ismin Bolumuzun en ünlü Türkülerinden birisi hakkında yaptığı bu yorumu bir de Musa Eroğlu’nun ağzından dinlemek gerektiğini düşünerek Cuma günü apar topar Ankara’ya gittim. Dikmen’deki stüdyosunda yeni albümünün hazırlığıyla uğraşan Eroğlu hocam işin iç yüzünü öyle güzel anlattı ki onunla konuşurken kendimi yıllar sonra yeniden bir öğrenci gibi hissettim…
Hocam, Burhan Öçal'ın TRT'de yayınlanan “Atölye” programında bir küçük bilgiyi paylaşmak istediğinizi söyleyerek, ünlü "Benden selam olsun Bolu Beyine" türküsünün sözlerinin de öyle olmadığını yapılan araştırmalara göre türkünün aslının Sivas ve Erzincan illeri sınırına yakın bölgede oturmuş Boluğ Bey adında bir beye hitap ettiğini söylemiştiniz. Etimologların araştırmalarına saygı duyduğunuzu da ifade ederek zamanla ğ harfinin düşerek türkünün bugünkü halini aldığına inandığınızı söylemiştiniz. Ayrıca o programda Köroğlu’nun aslında Boluda yaşamadığını, Bolu’ya da hiç biz zaman gelmediğini söylediğiniz ifade ediliyor. Bu açıklamalarınız ilimizde büyük yankı yarattı. Bu konu ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?
Bizim ülkemizdeki Köroğlu lakaplı kahraman’ın yani halk şairinin nerde yaşadığı, nerede yaşamadığı ile ilgili çok şeyi ayrı ayrı anlatabilirim. Ancak esas burada söylemek istediğim şey şu o sanıyorum tartışma konusu olmuş. Bolu’da Bey yok. Bolu değil Boluğ eski Türkiye isimlerinde Kaan, Han, Uluğ bey gibi isimler vardır. Bu da Boluğ bey. Yaşadığı yörede Erzincan Sivas arası. O bölgede yaşamış bir şair Köroğlu. Fakat cesaretinden dolayı yazdığı şiirlerdeki kahramanlık şiirlerindeki dolayı bir kahraman bu. Mesala Köroğlu beli var Afyon ‘da. Bende bu konuda o kadar fazla belge var ki. Fakat benim kastteğim olay şu; Köroğlu her yerde var. Kazakistan’da Köroğlu var,Orta Asya’da Köroğlu var,Azerbaycan’da bizdekinden 10 katı fazla Köroğlu var.Şiirleri var operası var opereti var.Kahraman bir şair olduğu için herkes sahip çıkmış ona.Ama Bolu beyine değil.Boluğ beyine Türkünün Bolu türküsü,Afyon türküsü yada Tokat türküsü olması beni bağlamıyor.Boluğ beyine diyor,”çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır”,”ok gıcırtısından kalkan sesinden…”bir kere savaş var değil mi?Türkü olarak ta baktığımız zaman…
Çok benzerlik var ama “benden selam olsun Bolu beyine” türküsü ile “Boluğ beyi “türküsü arasında…
Bolu değil o Boluğ beyi. Şimdi bazı menkıbeler mesela Kazakistan’da, Azerbeycan’da Köroğlu var. Bu türkünün Bolu’ya ait olduğunu söylemek ya da söylememek bir şeyi değiştirmiyor. Ama Bolu beyi değil çünkü Bolu da beyler yok. Bolu da geçmişte bey var mı yok!
Bizim bildiğimiz meşhur Bolu beyi var…
Türkü’den bildiğiniz ama
Evet, Türkü’den bildiğimiz
Demek ki türkü doğru değil, Çünkü aşağı yukarı tarihi de bellidir ama. Türkü’nün Bolu’dan derlenmesi, Tokat’tan derlenmesi “Atımı bağladım ben bir hozana, Merhamet etmeyin oyunbozana, Yetmiş bakla pirinç kazana. Yedirip beylere haa ben gelinde…”Şimdi köyü basıyorlar Köroğlu’na haber gelince Köroğlu diyor “onlara ikramda bulunun ben gelince meseleyi çözerim”.Ondan sonra “Tokat illerinden aldım bakırı, incitmeyin fukarayı fakırı, Tuna seli gibi ver boz rakıyı, içirin beylere a ben gelinceye” diyor yani “onları oyalayın” diyor. Şimdi Tokatta da söyleniyor. Bu hatta Mut tarafında da söyleniyor. Yani Güneyde de. Yani buradaki bölümü anlatmaya çalıştığım İşte bu.”Türkü Bolunundu değildi” ben öyle bir polemiğe girmedim. Öyle bir şey yok zaten olmaz da. Afyonlular “bizim diyorlar” bu Türküye. Köroğlu diyor burada yaşamış. Çünkü Köroğlu Beli var. Tokat bölgesinde var. Azerbeycanda var, Kazakistan da var. Halk kahramanı olduğu için her yerde olması mümkün. Benim orada kastettiğim Bolu beyi değildir Boluğ beyi’dir. “Boluğ bey diye birisi yaşıyor İç Anadolu da ona selam söyleyin” diyor. Çıkıp geliyorum,”şu dağlara yaslanmalıdır”.Çünkü savaş vardı Amasra-Tokat arasında “ok gıcırtısından gargı sesinden” savaş var yani onu anlatıyor.
İşte söylediğiniz türkü bizim meşhur Bolu türküsü ile aynı dizelere sahip ama biz Bolu beyi diye biliyoruz bunu…
Yok, onu bir araştırsınlar çünkü anlatıyorum ben.”Bu türkü bolunun mu değil mi” hiç öyle bir ifade kullanmadım ben.
Boluğ bey deniliyor burada, sözler aynı, tek fark Boluğ Bey olması…
Aynı aynı çünkü iç Anadolu da Uluğ Bey var, Hamza Bey var. Ama bunlar “bey” yani ondan sonra uç bey, Osmanlı döneminde beyler var yani. Osmanlı uç beyleri var. Bu adamın ismi o bölgede ki adı Boluğ yani Boluda ki türküyle bunun bir alakası yok bu meselenin.
Üniversitemizden bu konuyla ilgili bir açıklama yapıldı. Size yanımda bu açıklamayı da getirdim.
Şimdi benim söylediğim şey anlaşılmış mı anlaşılmamış mı? Türkü’nün “Bolu türküsüymüş birisi onu çalmış” ifadesi var burada. Ben bunu kastetmiyorum ki. Kazakistan da Köroğlu var. Buradaki kastedilen mesele o değil. Sayın arkadaşım ”Bilimsel bulmuyorum “diyor. Zaten bunlar mit’tir. Bunların kendisi bir hikâye. Bir kurtarıcı Köroğlu, Boluda da yaşayabilir. Edirne dede yaşayabilir. Adamın adının Boluğ olduğunu söylüyorum ben.
Bir harf çok şeyi değiştirmiş
Değiştirir. O ifadeyi yalnız ben hiç kullanmadım.”Bolu’ya hiçbir zaman girmedi” gibi bir laf kullanmadım. Çünkü ben öyle bir ifade kullanmam. Onu düzeltmek lazım. Çünkü Köroğlu’nun girmediği hiçbir yer yok. Diyorum bizim orada güreşle ilgili kahramanlıkla ilgili “Köroğlu” deyimi kullanılır yani her şeyde Köroğlu var. Menkıbelerde çok entrasan şeyler var. Ben müzikal olarak Köroğlu’yu tartışacaksak onu tartışırım ama polemiklere girmem.
Türkü aynı ama bir ğ farklı olunca…
Ama işte bu çok önemli. Şimdi bak bu kadar polemik olmuş. Halk türküleri birer mit’tir zaten
Hocam Mit derken bunu okuyucularımızın rahat anlaması açısından açıklarsak iyi olur sanırım çünkü MİT deyince insanın aklına önce Milli İstihbarat Teşkilatı geliyor.
Şimdi mitolojide biz ona kısaca mit deriz bizdeki Türkçe adı “Efsane”dir. Şimdi Köroğlu dağı var bizim orada. Mut’ta Köroğlu’nun atının nalı var.
Aynı şeyler Boluda’da var hocam. Köroğlu’nun atının nal izlerinin bozulmadan durduğu yerlerin olduğu bile söyleniyor.
Şimdi bunu nasıl elinden alacaksın bu mitoloji çünkü. Onu alamazsın çünkü adam onu sahiplenmiş. Onun öyle bir hakkı var. Yalnız meseleyi doğru anlamak lazım. Benim oradaki konuşmamda çok kısıtlı bölümler yer almış. Şimdi Dadaloğlu var. Köroğlu var. Bu geleneği de anlatmak istiyorum. Özellikle bu konuda açıklama yapan üniversiteli dostum için bu açıklamayı yapmak istiyorum.”Rivayetler de söylentilerde aşağıdan Hızır paşa geliyor, İmanla şehit olan Mertoğlu”,şimdi bunu kaman bölgesinde bunu “Köroğlu” diye de okuyorlar “Dadaloğlu” diye de okuyorlar. Halkın mitolojik bakışı böyle. Bunun hepsi bizim. Biz onun atını beyaz da yaparız, siyahta yaparız. Biz bir kahraman yaratmışız buradaki küçücük cümle var adamın adı Boluğ beyi işte bu kadar basit.”Benden selam söyle Bolu’daki beye değil Boluğ beye “diyor. Osmanlının atadığı beyler var. Uç Beyleri nereye atanmış? Üniversiteli dostum önce ona bir baksın. Amasra tokat bölgesine de Boluğ bey atanmış. Türküyle hiçbir alakası yok söylediklerimin bende sahip çıkabilirim çünkü bizim orada da çok seviliyor. Benim bir araştırmacı olarak “Türkü şuranın ya da buranın deme hakkım zaten olamaz”.Ben öyle bir şeyde demiyorum zaten. Osmanlının uç beylerinin adları var. Bunun adı da Boluğ, ğ harfi var sonunda yumuşak g yani
Peki, bu bey zalim bir bey mi? O konuda bir fikriniz var mı?
Amasra’da daha doğrusu Sivas’ın Gemerek taraflarında güya şairler kahramanlık şiirleri yazıyor ya. Boluğ beyine bir şey yazıyor Köroğlu “benden selam edin Boluğ beyine, geliyorum” diyor çünkü Köroğlu bir kahraman, halkın kahramanı her yerde de çağırabilirler onu Elazığ’da da çağırmışlar. Şimdi Osmanlının uç beylerine baktığınızda Boluğ beyi görmek mümkün. Uluğ beyi görmek mümkün.”Benden selam olsun Uluğ bey deseydik” o sırada yinemi kavga edecektik? Oranın Ohal valisi gibi bu beyler ama adı Boluğ adamın.çünkü bir Türk beyi. Bölgedeki türkülerle bunun alakası yok. Geçenlerde “burası huştur yolu yokuştur “diye bir türkü söyledik. Muşlular itiraz etti.”Bu türkü bizim” diye. Sanki türküye itiraz eden var. Bir hocamız “Valla huş olabilir kuş ta olabilir Yemene adamlar gitmişler mi gitmemişler mi?” dedi. O yüzden türküler üzerinde tarihsel mekân tartışması hiç olmamalı. Halk kahramanı bunlar, istediği yerde olur bu. Ben sevgili Bolululara özet olarak şunu söylüyorum.”Türküyle ilgili olarak orada bir ifadem yok zaten Ben Boluğ beyini anlatıyorum ben türküyü anlatmıyorum. Her yerde olabilir Bolulular da bu türküye sahip çıktıysa onları da kutlamak gerekir. Yani kaybolup gitmemesi için bir emek gösterdilerse çokta teşekkür etmek lazım. Çünkü yüzlerce böyle kaybolmuş türkülerimiz var. Mesela bolunun “ada yolu kestane “diye bir türküsü var
Ben ilk defa duydum bunu.
O zaman memleketinizde ki yerel türkülere daha fazla ilgi göstermeniz gerekir. Türkülerin o bölgede ifade ettiği sosyolojik değerlere bakılması gerekir.”Ada yolu kestane “ hemen bakalım o zaman Bolu da kestane var mı var. Ada nerde? İleriye doğru anlamına geliyor bu. Coğrafik söylem bunlar. Çünkü hemen sınırında Zonguldak havalisi var. Mesela Bolu türküsü “Beyaz giyme toz olur” şimdi sevgili hocalarımız eskiden bunlara “asker taşıması” diyorlardı. Veyahut “gelin taşıması”. Kızılcahamam’ın bir türküsü var mesela sonuçta aynı coğrafya. Bir Emirdağ türküsünü ele alalım. Kızın teki oraya gelin gitmiş. Orada söylemiş. Ona bile itiraz edemezsin. Oradan duymuş çünkü. Şimdi bu türküyü elinden alamazsın folklorik yapı ilginçtir.”Asker taşıması” da şöyle. Asker ocağında birbirimize söylediğimiz türküler vardır. Hepimiz ezberleriz. Köyümüze geldiğimiz zaman orada söyleriz. Derleyiciler onu oradan alırlar. Onların üzerinde yorum yapamazsın. Oranındır çünkü onun elinden alamazsın. Bir Burdur türküsü var. Bizim Mut’ta da söyleniyor ama Hocaşlı Yörüklerin taşıması. “Beyşehir’in dağları dumanlı emir dağları” Toroslar’ın batısı yani.”Onikidir imamın oğlan, Oramşahın değirmeni “ Orahşah bir Ermeni olduğu için şu ermeni sözcüğünü türküden çıkartalım demişlerdi Burdur’da… Düşünebiliyor musun? Esas felaket budur. Biz bir ğ harfi için uğraşıyoruz… Bir felaket burada yaşanıyor. Hâlbuki tarihe baktığın zaman bizim tarihimize baktığınız zaman buğday değirmenlerinin hepsini Ermeniler yapmışlar. Bu bir gerçek ama “Buna Ermeni demeyelim de Mehmet diyelim” o zaman. tarihe sahip çıkacaksak hepsine sahip çıkacağız. Türküler çok acımasızdır. Direkttir. Çünkü halk onun bedelini ödemiştir. Onun üzerinde oynanamaz. Onlara sahip çıkalım. Şimdi Boluluların gösterdiği tepkiyi ben çok iyi algılıyorum. Haklılarda ama benim demek istediğim o değil.
Farklı bir şey
Evet, farklı bir şey. Bizim tarihimizi temiz en güzel türküler anlatır. Mesela Oramşah dediğimiz bu Burdur türküsü yöresi Mut’tur. Taşeli türküsü diyoruz çünkü öyle. Bir Oram diye birisi var Mut’ta, Değirmeni var. Değirmeni hala var Oramşahın değirmeni derler hala… Çünkü bunlar bizim tarihimizdeki vazgeçilmezlerdir. Onun Mut’ta olması ya da Amasya da olması bir şeyi değiştirmez. Biz ona sahip çıkarken hepsine birden sahip çıkmalıyız. Bolulular bundan sonra türkülerine sahip çıkarken ğ harfine dikkat etmesi gerekiyor. Bu tartışmalar çok sık oluyor. Hâlbuki sizin çok güzel türküleriniz var.”Ada yolu kestane” ilk defa duyduğunu söyledin. Bir kaç tane daha var. Ben araştırmacı olduğum için bunları biliyorum. Özellikle köy türkülerini iyi bilirim ama ben türkü hakkında bir şey söylememişim.
Sadece orada Boluğ Bey diyorsunuz ama “benden sana selam olsun” diye bilinen türküyle sizin bahsettiğiniz türkülerin dizeleri aynı olunca…
Aynı tabi… Azerbeycanda da aynı. Ama orada Boluğ Bey diye söyleniyor. Türkünün Bolulu olup olmaması ile ilgili bir şey konuşulamaz zaten. Boluğ beye karşı söylenmiş bir şey bu. Bu Bolu da mı söylenmiş, Kazakistan da mı, Azerbeycanda mı? Bu hiç önemli değil. Söylenmiş burada da sıfat bulmuş. Bolunun da payına düşmüş. Ama melodik olarak. Oraya Boluğ ifadesi koyup düzeltmek lazım. Bence onu tarihçiler düzeltmeli ve Boluğ beyin nerede olduğunu anlatmalılar. Uluğ bey üzerine de yapılmış türküler var. Mesela sen türkü dinliyor musun?
Evet dinliyorum
Mesala Avşar beyleri ne tarafta yaşamış Denizlide… Şimdi var mı yok. Avşarlar sadece Kayseri de var.”Gözünü sevdiğimin Avşar beyleri, sizlere bir vezirlik yakışır durur, Topla dizginleri tanıt kendini, karşında düşman bakışı olur.”ne diyeceğiz buna çünkü coğrafi ve tarih olarak buna çok dikkat etmemiz gerekir. Geçmişte ne idik? Nasıl yaşıyorduk? Ne söylüyorduk? Onlara bakmak lazım. Başka bu tür orijinal soruların varsa sorabilirsin.
“Bolu’daki yazlık çay bahçelerinin Tınısını özlüyorum” Türk Halk Müziğinin efsane ismi Musa Eroğlu yıllar önce Gerede ve Mengen’deki yazlık aile çay bahçelerinde dönemin pek çok ünlü isminin sahne aldığını söyleyerek;” Nereye gitti peki bütün bu insanlar? Halk mı kayboldu? Bunlar zamanla “inanç baskısıyla” halkın elinden alındı. Sanki Boluluların daha önce sosyal yaşamların da inançları zayıftı da bu sayede mi güçlendi” dedi. Yeni albümünde askerlere adadığı yeni bir Türküye yer verdiğini de dikkat çeken Eroğlu “Son zamanlarda askerlerimiz çok yıpranıyor bu yüzden onlara bir beste yaptım. Bu albümüme onu koyacağım. Onları rencide etme hakkımız yok. Askerler olmazsa bu ülke 10 dakikada istila edilir.”şeklinde konuştu. Bolu’ya en son ne zaman gelip konser vermiştiniz? Daha önce Abant İzzet Baysal Üniversitesine gelmiştim. Öncesinde 2 defa da Bolu’ya konsere geldim. Kış günü idi. Küçük bir yer olması lazım. Kültür merkezine gelmiştim. Şimdi Boluda niye sık sık konser olmuyor biliyor musun? Hem İstanbul’a hem de Ankara’ya yakın. İsteyen hem Ankara’ya ya da Bolu’ya gidip izleyebiliyor. Evet, yaz döneminde eskiden Gerede de, Mengen’de yazlık aile çay bahçeleri olurdu. Çay bahçelerine sanatçı götürürlerdi. Ciddi ciddi sanatçılar orada çıkardı. Yaz dönemi insanlar oraya gidip türkü dinleyip çayını içebiliyordu. Bolu’yu anlatan önemli bir olay bu peki nereye gitti bütün bunlar? Halk mı kayboldu? Bunlar halkın elinde alındı zamanla… Neyle alındığını da söyleyim mi? inanç baskısıyla alındı. Sanki Bolulular daha evvelden sosyal yaşamların da inançları zayıftı da sonradan mı güçlendi yani… Onların sosyalliği ellerinden alındı. Şimdi Mengen’i geçiyoruz. Devrek vardı orada… Devrek’te aile çay bahçeleri vardı. Sanatçılar gelirlerdi onlara değnek hediye ederlerdi. Meşhur Devrek bastonu Evet, tüm bunlar nereye gitti? Bunu araştırmak lazım. Konya’yı düşünebiliyor musun? Orada 4 tane aile çay bahçesi vardı. Buralara bakmadan Boluğ işine takılıyoruz. Bolunun hakkı değil mi eğlenmek yani. Bu çok geniş bir tartışma konusudur. Yarın bu türkünde olmayacak belki günah diyeceksin. Atacaksın bir tarafa oraya doğru gidiyorsun çünkü. Neye sahip çıkacağını önce onu kestireceksin. Neye sahip çıkmalım ben? Demelisin. Şimdi çalgının olmadığı yerde müzik olur mu? Emin Aldemir dışında birde Bolulu bir kaval ustamız var. Çok önemlidir o kişi çoban havasını çalar. Yoksa öldüler mi soyu mu tükendi? Bu ikisinden başka müzisyen yetişmez mi orada? Ne oldu bu insanlara? Elinden mekânının alırsan öyle olur. Sanatçı da kolay kolay yetişmez. Halbu ki ressamdır, tarihçidir, sinemacıdır şairdir toplumun sosyal insanlarıdır bunlar. Bunların önünü kestiğin zaman yarına hiçbir şey kalmaz. Yarın bu Köroğlu türküsü de gider buradan. Esas bunu söylüyorum şimdi. Sen halkın düğününü derneğini elinden nasıl alırsın ya? Esas konuşulması gereken şeyler bunlar. Hocam yeni albümünüz bu yıl içinde mi çıkacak? Çalışıyorum, bu yıl içinde çıkartmayı düşünüyorum. Oradan da bir örnek vereyim. Sanatçı olarak ben toplumun sorunlarına duyarlı olmalıyım. Bunun için bir beste yaptım. Son zamanlarda askerlerimiz çok yıpranıyor. Sadece komutanlar değil o yıprananlar. Bizim oradaki Mehmetlerde yıpranıyor. Mehmet gidiyor orada ölüyor. Mehmet’in suçu ne? Kendisine ne görev verilmişse vatanı için onu yerine getiriyor. Onlara bir beste yaptım. Bu albümüme onu koyacağım. “Manga’nın 11 erinden, Beyin oğlu hangisidir, susma da söyle kumandan, Beyin oğlu hangisidir? Onca helal süt emmişlerin? Dağda beyin oğlu hangisidir? Ben burada ayaklarımı dikip oturuyorum. Çocuklarımız orada. Bizim daha itidalli düşünmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Orhan Gencebay da zannederim son albümünde askerlere adanmış böyle bir şarkı yapmıştı galiba… Şimdi yukarıda olup biten şeyler beni ilgilendirmez. Bu ülkenin başbakanının genelkurmay başkanını çağırıp görevden alma hakkı vardır. Onu yapabilir. Yasal hakkı var ama askerlerle uğraşmamak lazım. Askerlerin komutanlarıyla uğraştığını düşünüyorsun ama gerçek öyle değil bizim Mehmetleri buradan davul zurnayla gönderiyoruz. Onları rencide etme hakkımız yok. Askerler olmazsa bu ülke 10 dakikada istila edilir. Konuşacak hiçbir şeyde kalmaz. Öyle bol keseden savurmasınlar. O yüzden askerlerimize Mehmetlere bir türkü yaptım bu albümde. Bayağı da tutacak gibi görünüyor Çünkü benimde yüreğim yanıyor, kardeşimin de yüreği yanıyor yeğenlerim asker ne diyeceğim yani benim yeğen diyor ki “bunlar ihtilal yapacakmış” bende diyorum ki “adamın elinde 600.000 asker varken bunu yapmamışsa şimdi hiçbir şey yapamaz, gönlünü rahat tut” diyorum. Ayıptır bu. “Benim elimde 600.000 asker varken yapmadıysam şimdi hiç yapmam” Aradan geçen 20 sene sonrasında içeri adam tıkmanın bir anlamı yok. Sadece milli birlik ruhumuzu zedeler o.Başka hiçbir şeye yaramaz. Doğrudur yanlıştır ona yargı karar verir.80 yaşındaki adamın 4 kişi koluna girecek ve yargılanacak böyle bir komedi olmaz. Çünkü Cudi dağındaki Memed’in komutanı o.Olaya çok hassas bakmak lazım .”Susma be söyle kumandan diyor, beyin oğlu hangisidir?” Bir tane beyin oğlunu göster diyor. O zaman Memetler onun üzerine oyun oynamayalım. Kızdığım için bu türküyü yapıyorum. Sonbahara doğru mu çıkar? Çıkar Eylül gibi düşünüyoruz. Sizinde korsanla ilgili ciddi bir sorununuz olması lazım. Direkt internete düşüyor biliyorsunuz? Hiç şansımız yok. Yani bunu sayın bakanlarla da daha önce hep konuştuk. Benim telefonumun parasını ödemediğim zaman tak diye nasıl kesiliyorsa. Bunu yapmakta sizin elinizde. Basın bir düğmeye bitirin bu işi. Sistem de görülüyor. İndirdiğin zaman. O zaman durdurun yani. Bakın bir kitap düşünün adam 20-30 senesini harcıyor. O kadar emek çekiyor. Tak diye elinden alıyorsun onu. Onun için durduralım bunu. Daha güzel şeyler üretmek ve araştırmak için 3-5 kuruş neyse emekleri cebine girsin. Yazıktır. İnsanlar yılgınlığa uğrar. Derki niye emek sarf edeyim ben. Ne olur. Yok, olur gider her şey. Yarın çocuklarımıza bir çuval altın bıraksak ne olur ki düzgün bir şey bırakmalıyız. Altını harcar gider. Sosyal bilimlere bu ülke yatırım yapmalıdır. İnsanları sosyalleştirmelidir. Sanat “toplum” içindir diyenlerdenseniz sizde… Tabi ki Sanat toplum için mi? Toplum sanat için mi? ikisi de terazinin gözü gibidir. Birisini çeksen o düşer diğerini çeksen o düşer. Bizi var eden bizim kültürümüzdür. Korsanlara biz çoktan razı olduk. 150.000-200.000 satacağına 50.000 satıyordu ama satılıyordu. Zannedersem “Halil İbrahim” “Kerbela Destanı” başlıklı albümünüz bir buçuk milyon satmıştı. Evet o zamanda korsan olmasına rağmen o kadar satmıştı. Bu albümüm hala satıyor. Tabi buradan oradaki besteciler ekmeğini kazanıyordu, Hasan Kaplan’ın “Kerbela destanı” vardır çok güzel. Herkese bir katkı oluyordu. Özendirme oluyordu. Yarın çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras bunlar. Ben 66 yaşındayım. Hep bu insanların sevgisi, saygısı, hoşgörüsü için türkü söyledim hep. Edirne’den Van’a kadar ortak bir dili savundum. Bu sınırlar kolay kolay çizilmemiş bedeller ödenmiş Evet, sınırlarımız dikkat edilecek olursa hep parçalıdır ama Avrupa devletlerine bakın çoğu düzdür. Bu bile bir şeyleri anlatıyor gibi… Tabi ki mesaj veriyor. İsmini de söylüyorum. Trakya bölgesi diyorum. Kuzey Irak diyorsun,Musul-Kerkük diyorsun onların üzerine bir sürü türküler var.Yani bu sınırlar çizilmiş.Dedelerimiz bunun bedelini ödemiş.Önce ona saygılı olmalıyım.Dedemin Hakkarili yada İzmirli olması fark etmiyor.Onları saygıyla anmak lazım.Onların çizdiği sınırlar içersinde bakın konuşuyoruz.Onun için onların üzerinden ileri geri hiç siyaset yapmamalıyız.Kemikleri sızlar .Bizim Türklerin çok güzel adet ve görenekleri vardır.Onu çıkaramıyoruz işte.Türkülerden yola çıkacağız.En barışık en kolay iletişim kurabileceğimiz şeyler türkülerdir.Neden bir Bolu türküsü olan “beyaz giyme toz olur”u Edirneli,Mersinli ,Hakkarili dinlemesin canım.Böyle elimizde güzel bir iletişim varken niye kullanmayalım?Bir örnek vereyim.Soğuk bir gündü öğretmenler gününe gittim ben Mengen’e nasıl kar vardı.O karda kışta insanlar geldi türkü dinlemeye.Belediyeler halka hizmette sosyal düşünmesi lazım.Niye Bolu da bir halk konseri yok.Olmalı.Sayın başkana buradan bir gönderme yapalım.Başkana ilet bir halk konseri yapalım.Hatta küçük bir ankette yapsınlar.Kimi istiyorsunuz diye belki beni de isteyebilirler…gidelim konserimizi verelim insanlarımıza iletelim buradan sayın başkana sevgilerimi gönderiyorum… “Benden selam olsun bolu beyine “türküsünü de okuyacak mısınız? Bolu konserinizde… Okurum tabi. Ben bu türküyü her zaman okuyorum. Boluğ diye mi okuyorsunuz? Boluğ diye okuyorum, Çok güzel bir türküdür aslında.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.