Yapılan açıklamada, bu kişilerin yediklerine dikkat etmeleri ve aktif bir yaşam tarzı benimsemelerine rağmen kilo almalarının sebebinin yavaş metabolizma hızı olduğu vurgulanıyor.

Obezite, kişide diyabet, kalp ve koroner damar hastalıkları, erken yaşta hipertansiyon, estetik, psikolojik ve sosyal sorunlar ile kanser riskini artırabilirken, obeziteyle mücadelede yapılması gerekenler anlatılıyor. Doç. Dr. Aktaş, obezitenin "Vücut Kitle İndeksi" (VKİ) ölçümüne göre değerlendirildiğini ve VKİ'nin 18,5-25 arasında ise ideal kiloda, 25-30 arasında ise kilo fazlası olduğunu ifade ediyor. Genetik yatkınlık, metabolizmanın yavaş olması, hormonal problemler, stres, yanlış beslenme ve hareketsizlik gibi faktörlerin obeziteye zemin hazırlayabileceği ve bu faktörlerin varlığında yağ dokusunun hızla artarak şişmanlık probleminin ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Bu nedenle, genetik yatkınlığı olan bireylerin sağlıklarını korumak için normal bireylere göre daha dikkatli bir yaşam tarzı benimsemeleri gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, bazı bireylerin bazal metabolizma hızlarının düşük olabileceği ve bu nedenle yediklerine dikkat etmeleri ve aktif bir yaşam tarzı benimsemeleri gerektiği ifade ediliyor. İnsülin direnci olan bireylerin sağlıklı beslenme ve spor yapmalarına rağmen kilo veremedikleri veya hızla kilo aldıkları belirtiliyor ve bu durumun insülin direncinden kaynaklanabileceği ifade ediliyor. İnsülin direncinin yaşam kalitesini düşüren ve ciddi sorunlara yol açabilen bir durum olduğu ve tedavi edilmesi gerektiği vurgulanıyor. İlaç tedavisi, kişiye özel diyet programı ve düzenli egzersiz yapılmasının insülin direncini kırmak için önemli olduğu belirtiliyor.