
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ (ANALİZ)
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Boluspor’un şampiyonluğa oynayacağı söylentileri varmış. Gel zaman git zaman, çeşitli değişikliklerin olmasıyla birlikte son 3 yıldır Bolu’da hep aynı şarkı söylenir...
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Boluspor’un şampiyonluğa oynayacağı söylentileri varmış. Gel zaman git zaman, çeşitli değişikliklerin olmasıyla birlikte son 3 yıldır Bolu’da hep aynı şarkı söylenir olmuş. Şarkının nakaratı değişmiyor, güftesi değişiyormuş. Yeni güfte “ O sene bu sene” olarak yine yeni yelkenler açılmaya başlanmış. Fakat bu sene olması adına eski başkanın getirip anlaştığı teknik adama sonrasında fazla para verildi diye bir anda yanından çekilivermiş. Gelen adam o kadar çok yetkilerle donatılmış ki, transferleri bile kendisi yapmış, Devre arası yaklaştığında ise “yeni adam istemem, bunlarla şampiyon olurum” demiş.
Derken ikinci yarı başlamış ve uzun kamp döneminde çok iyi çalıştığı iddia edilen, zorla eksik yerlere alınan 4 oyuncuya rağmen takım sistemsiz, oyunsuz ama şansıyla 2 maç kazanmış. Tabi aç Bolu kamuyu yeniden başlamış aynı şarkıyı söylemeye. Kazanılan maçlar sonrası ilk yarıda 5 gol atılan takıma sıra gelmiş. Mütevazimi mütevazi, çekingen ama haddini bilen bizim ayarımızda olmadığı iddia edilen takıma misafir oluvermişiz. Ayakları yere basmayan, kendilerini kaf dağında gören futbolcularımız bu maçı kaybetmişler. Derken gizli lider şarkılarıyla yeniden oyalanan ahali, 9 puanlık Samsun karşısına çıkmış. Bu önemli maçıda kaybedince, hesaplar tersine dönmeye başlamış ve her şey alt üst oluvermiş. Bütün bunlara rağmen hala sadrazam, hedeften şaşmadık diyerek ahalinin ağzına bal çalmaya devam ediyormuş. Bu masal devam edecekmiş önümüzdeki haftalar.
Boluspor elindeki bütün fırsatları tepmeye devam ediyor. Binlerde taraftarın televizyonun maçı vermesine karşılık, soğuğa aldırış etmeden stadyumu doldurarak galibiyet istemesi hüsranla son buldu. 9 Puanlık Samsun maçını kaybederken, yeni yeniden başka uyuşturmalara devam eder miyiz bilemem ama gidenin geri gelmediği ve her geçen gün hedeften uzaklaştığımız kesin. Üstelik ortaya koyulan futbolun kimseyi tatmin etmediği, 3 puan ile çıktığımız, şampiyonluk şarkıları söylediğimiz karşılaşmalarda 1 puana razı olmamız yaşananları doğru anlatırlar herhalde. Sahasında maç kazanamayan, üstelik rakiplerine kaybeden takımın şampiyonluktan söz etmesi biraz kandırmaca gibi geliyor.
İlk yarıda oynayan daha doğrusu sahada olmayan Boluspor’a karşılık, ikinci yarıda yine mağlubiyetin ve orta sahaya yapılan Oliver Peev takviyesiyle üstün oynayan taraftık.
İlk yarıda yeni bir oyun düzeni deneyen teknik heyet, Landry’yi ileriye yönelik oynatırken, Landry de şut atarak yerini yadırgamadığı görüntüsü vermeye çalıştı. Bunun yanı sıra, ön libero denen yerde Ahmet Gökhan, sol kanatta geçen haftanın goldeki en büyük hatanın sahibi Özgür’ü de solda oynattı. İkinci yarıda kötü oynayan Caner ise yedek kulübesine alınırken, Fatih Gül ilk 11 deydi. Yapılan değişiklikler istenilen oyunu oynamamızı sağlayamadı.
Şampiyonluk şarkılarıyla başladığımız ikinci yarıda maalesef istenilen oyunun oynanmaması, rakiplerimize kaybedilen puanlar ve buna karşılık söylenenler birbirini tutmaması canımızı sıkıyor. Büyük umutlarla transfer edilenlerin takıma bir şey veremediği gibi, takıma destek amaçlı gelen aslan yürekli taraftar ve borçsuz, futbolcunun her istediğini yapan yönetimin günahı ne diye sormak geliyor içimden.
Astronomik transfer ücreti alanların yanı sıra, kiralık döneminde alınan fakat oynamayan, kadroya giremeyen futbolculara ne demeli bilmiyorum. Aslında alınan futbolcular yerine bunları kim ve hangi amaçla aldılar demek daha doğru olacak diye düşünüyorum. Bıraktığımız takımın bay geçtiği hafta öncesi, Boluspor adeta herkese can vermeye devam ediyor, puanlar hediye ediyoruz.
İkinci yarıda oyuna alınan Oliver Peev, orta sahaya canlılık getirdiği gibi, orta saha oyuncusu gibi oynayınca takım pozisyonlara girdi. Şimdi sormazlar mı adama, aldığınız adam orta sah oyuncusu ve neden oynamıyor?
Erdem’in sakatlığına rağmen özveriyle çok iyi oynamasına karşılık, sol kanatta iki haftadır kademe hataları yapan ve gol yememize neden olan Özgür’ün yerine alınanlar nerede? Cemil inanılmaz hataları kapatmasaydı fark yememiz kaçınılmaz olacağına şahit oldum. İkici yarının verimsiz oyuncularından Burak, katkısı az Ramazan, ve istediğinde oynayan Fabiano. Bu futbolcuların ne zaman oynayacağını, takımı ne zaman galibiyete taşıyacaklarını ve aldıkları parayı hak edip etmeyeceklerini birileri sormayacak mı?
Galibiyet anında büyük başkan pirimi artır diye bağıranlara mağlubiyette ceza verilmeyecek mi?
Garanti paraya oynayan oyuncularımızın tutarsız ve boş verircesine oynamalarını kim normal oyuna dönüştürecek?
Her defasında arkalarında durmaya özen duyduğumuz teknik heyet ve futbolcuların bu vurdumduymazlığına kim “yeter” diyecek?
Stadı dolduran taraftarın suçu ne?
Sağlığından, ekonomisinden, işinden ve evine ayıracak zamanını Boluspor’a veren Emin Semercioğlu ve yönetiminin suçu ne?
Recep Aydoğanlı, yapılan transferlerle ilgini sormuştum geçtiğimiz hafta, açıklamalarını takıma zarar gelmesin diye gerçekten sezon sonunda mı yapacaksın?
Sorular böyle uzayıp gider ve istenmeyen sonuçlar doğurur.
Futbolcuları tek tek yazmanın anlamı olmadığını düşünüyorum. Karşılaşmada, Fabiano’nun röveşatası, Caner’in direkten dönen topunun dışında saçma sapan bir maç izledik. Cemil ve Erdem’im mükemmel oyunu bile takımın puan almasına yetmedi. Ferhat’ın ayağına top geldiğinde hareketlenen Boluspor, ilerde çoğalmadıkça ve 2-3 kişinin sahada dolaşmasıyla ve diğer oyuncularımız katkı vermedikçe zor maç kazanacaktır.
İşin doğrusunu söylemem gerekirse Diyarbakır maçında sizleri gördükçe umudumun olmadığını bilmenizi isterim.
Allah Bolululara, Boluspor taraftarına, Emin Semercioğlu ve ekibine, zarar gelmesin diye yazmamak için karakterinden ödün veren basına sabırlar versin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.