Boluspor, bütçesinin 5’te birine sahip olan Akhisar Belediye’ye de yenilerek umutlarımızı bir başka bahara taşıdı. Bu durumlara nasıl ve niçin geldik bir bakalım istedim.

1-) Yönetimini kendisi değil başkaları yaptı. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin (isimler kafadan atılan örnek isimler) bu yönetimlerin olmazsa olmazlarıdır, diyenlere karşı çıkmadan onların istedikleri doğrultusunda yönetim oluşturarak kamuoyunda nöbetçi başkan imajı çizdi.

2-) Yönetimin görev dağılımlarını yaparken ve yaptıktan sonra Teknik Heyet ve yönetim ilişkilerini iyi ayarlayabilecek seçimler yapmadı.

3-) Levent Eriş, Başkan Emin Semercioğlu seçildikten sonra Eriş’i elinde buldu. Hazırlanılmış herşeyleri tas tamam bu güzide hocamızla sadece parasal yönde anlaşma yaptı. Cevabın bence kendi çalışabileceği, kendi kurallarına göre çalışacağı hoca ile anlaşmalı. Levent Eriş göbekten bağlı olmamalı idi.

4-) Transfer konusunda tamamıyla Levent Eriş’in esiri olup, onun istediği oyuncuları hiçbir araştırma yapmadan, geldikleri takımlarda 3-5 maç onlarda 45-60 dk sürelerde oynamış. Bırakın Bank Asya’yı 2’inci ligte bile 100 Bin TL verilmeyecek oyunculara 300-400 Bin TL’ler verdirilip alınması ve yıllardır bu yanlışı yapan arkadaşın inatla transfer komitesinde olmasına ses çıkarılmamak.

5-) Seçimle ve atamayla gelmiş genel kaptan ve menajerin Levent Eriş’in ayak oyunlarına kanarak görevlerinden uzaklaştırılmalarına seyirci kalmak. Nedret Yıldız’dan boşalan göreve getirilen Tuncer Şengün’ünde Rize maçı veya sonrası görevden alınıp Boluspor’un vazgeçilmezi İstanbul ayağının göreve getirilme çabaları ve Levent Eriş’in menajeri Serdar efendinin kulübün personeli gibi her yerde dolaşması.

6-) İlk yarıdaki Orduspor yenilgisinden sonra hocayı sakinleştirmeye çalışan Genel Kaptana daha doğrusu işverenine küfürler eden bir Teknik adamın deşifre edilerek görevine son verilmemesi onun yerine Genel kaptan ve menajerin gönderilmesi.

7-) Altay maçından sonra efelik yapıp Boluspor tarihinde hiç olmamış olaylara sebep olan masör’ün hiç suçu yokmuş gibi görevine devam ettirilmesi. Masör Mustafa’nın A2 takımına gönderilmesi ve hocanın esiri olmanın burada da devam etmesi.

8-) Güngören, Kartal gibi düşmeye aday takımlardan alınan üç puanlardan sonra kendisinin yaptığı yanlışları yazan basın mensubu arkadaşlara Leş kargaları yakıştırması yapan Bank Asya’nın Fatih Terimine haddini bildirmeyen bazı basın kuruluşları ve Boluspor yönetimi.

9-) Haftalardır yanlı yayın yapan TRT’deki spor yorumcularının takım futbolcularını ve Teknik Direktörüne toz kondurmayan hatta Akhisar maçından sonra Levent Eriş’in telefonla bağlanarak konuştuğu programda hala Levent Eriş’i ve futbolcuları göklere çıkaran hiçbir maçı izlememiş Hayri Ülgen ve yanındaki futboldan bir haber kızımızın Boluspor taraftarı ve yönetimi hakkında fikir beyan etmeleri beni ve benim gibileri derinden yaralamıştır. Onların bu kötü takımı ve teknik adamını her hafta yenilgilerden sonra bile övmeleri Teknik adamımızı ve futbolcularımızı ben neymişim havasına solumuştur. Ama görünen köyün kılavuz istemediği de bir gerçektir.

10-) 103 sarı, 10 kırmızı kartla oynayan bir takımda disiplinin olmadığı aşikardır. Oyuncular kafalarına göre takılmaktadırlar. Akhisar maçında bile Akhisar 2 sarı kart görüyor, Boluspor 5 sarı kart görüyor. Pozisyon gereği görülen sarı kartlara lafımız yok ama 103 sarı kartın 10 kırmızı kartın %90’ı gereksiz kartlarsa bu işte art niyet ararım.

11-) Ara transferde Edim, Erman ve Ömer Ateş’in sakatlıklarının ciddiyetini bildiği halde yerlerine adam alırken Makedon’u hazır olmayan uzun süredir oynamayan Murat’ı, İsmail gibi oyuncuları alıp orta sahası olmayan bir takımla nasıl başarı sağlanacağını bilmeyen Teknik adamla devam etmek. Doğan diye bir oyuncuyu sırf kendi getirdiği oyunculara yer açmak için gönderdiği, Gencer’i sol bek oynatmak inadına 6 puanımızın nasıl gittiğini görmeyenler.

12-) 27 haftada taraftarımız yenildiğimiz her maçtan sonra bile takım oyuncuları ve teknik heyete karşı hiçbir olumsuz tezahürat yapmamış ve takımlarını bağrına basmıştır. 28-29’cu haftalarda yaptıkları tezahüratları kaldıramayan Teknik adamımız sonunda suçlunun taraftar olduğuna karar vermiş ve istifa etmiştir. İstifası kabul edilir edilmez ama benim ve benim gibi düşünenlerin ortak düşüncesi şudur: Bu takım ilk altıya kalır, kalmaz, bundan sonraki yapılanmada, bu yanlışları yaptıran yaptırmaya devam ettirenlerin kulüple ilişkileri kesilmelidir. Boluspor’un eski imajı yakalanana dek, çalışmalar yapılmalı ve yönetimlerde bu ruhla çalışacak yönetim kurulu üyeleri bulunmalıdır. Boluspor’un Türk futbolunda EBEDİ PUAN SIRALAMASINDA hala 16’cı sırada bulunduğunu bilmeyen ve haddini aşan beyanatlar verip Boluspor için siz hiç liderlik mi gördünüz diyen oyuncusuna hala forma giydirdiği yerde başarı beklemek ne derece doğru olur onu siz okuyuculara ve tüm Bolu kamuoyunun takdirlerine sunuyorum.