Ulusal ve en çok takip edilen spor internet siteleri arasında yer alan Goal.com, bu hafta Boluspor’un geçmişine yer ayırdı. Sitenin usta yazarlarından Ege Görgün, bu haftaki yazısında Boluspor’un 1987-88 sezonuna yer verdi.

 Goal.com,  1987-88 sezonu Anadolu takımları  serisinde bu hafta Ege Görgün’ün imzasıyla Boluspor’a yer verdi.  Bu sezon kazandığı son maçlar ile zirveye ortak olan Boluspor, ulusal internet sitelerinde de kendine yer buluyor.

Goal.com yazarı Ege Görgün, imzasıyla sitede yer alan ‘1987-88 sezonunda lige damgasını vuran Anadolu takımları’ yazsında bu hafta Boluspor anlatıldı.

Boluspor’u 1987-88 sezonunu aktaran yazı şu şekilde:

“Biliyorsunuz, 1987-88 sezonunu değerlendirdiğimiz bu nostaljik dosya uzun bir süredir devam ediyor. Önce üç büyük İstanbul takımını inceledik, sonra diğer takımları sezon sonu puan tablosunda oluşan sıralamaya göre ikişer ikişer ele aldık. Ama bunu yaparken Boluspor’a bir haksızlık yapıp kısıtlı imkanlarına rağmen ligi 15. bitiren bu güzide kulübümüzü atladığımızı yeni fark ettim. Şimdi müsadenizle bu hatamızı düzeltelim ve kendimizi affettirmek için kırmızı-beyazlı takımı tıpkı İstanbul takımlarına yaptığımız gibi “takıma özel” bir yazıyla analım.

Boluspor sezona “Komando” lakaplı stoperi İsmail’i Beşiktaş’a satarak başlamıştı. 22 yaşındaki stoper asker traşlı saçları ve yapılı fiziğiyle bu lakabı gerçekten sonuna kadar hak ediyordu.

Boluspor maddi açıdan güçlü bir kulüp değildi, İsmail’den kazandığı paralarla ancak alt liglerden transfer ettiği genç oyuncularla takviye yapabilmişti. Bunlar arasında kafadan ilk onbire girer diyeceğiniz bir futbolcu yoktu. Bunu başaran bir tek Bandırmaspor’dan alınan Metin (Altınay) olacaktı. Metin daha sonra 1. Lig’in parmakla gösterilen futbolcularından biri olacaktı.

Boluspor’un kalesini 3 sezondur, takımın yeniden 1. lige çıkmasında önemli pay sahibi olmuş bir isim, Sırp asıllı Nasır Halitoviç koruyordu. Vasat ve ağır bir kaleci görünümündeydi Halitoviç.

İsmail’i kaybetmesine rağmen Boluspor’un hala iyi bir defansı vardı. Ligde kalmasını bu defansa borçluydu zaten biraz da. Defansın sağında performansıyla milli takım formasını da üzerine geçirecek, ardından İsmail gibi Beşiktaş’ın yolunu tutacak Recep (Çetin) koruyordu.

Sol bekde yine Recep gibi güçlü, hırslı ve devamlılığı olan bir oyunca vardı: Ethem (Özkan) (Hafızam beni yanılmıyorsa,  ünlü İngiliz solbek Pearce tarzında bir oyuncuydu.)

Defansın ortası da oldukça sağlamdı. Liberoda Müfit İkizoğlu, onun önünde tecrübeli bir stoper olan İmail Desticioğlu yer alıyordu.

Boluspor’un ortasahasında parlayan isim ise Hayrettin (Kılıç) oluyordu. Yetersiz denebilecek fiziğinin dezvantajını üstün tekniğiyle kapatan bir 10 numara. Yine ismi gelecekte Boluspor ile özdeşleşip efsaneleşecek olan Salih’i (Yorulmaz) burada anmamanın bizim gibi Anadolu futbolu romantiğine hiç mi hiç yakışmayacağını belirtelim de, Kaptan’ın nezdimizdeki değerini anlayın.  

Kartal gibi kanatlanıp İstanbul’a uçup tarih yazacak Bolusporlular, Recep ve İsmail’den ibaret değildi. Sezonu 14 gol atarak tamamlayıp takımının en golcüsü ünvanını kazanan K. Şenol (Fidan) Gordon Mine’in vurucu timinin önemli taktik oyuncularından biri olacaktı. Transferi hemen sezon sonu gerçekleşecekti.”

Boluspor’un o sezonki ideal kadrosuna gelince:

Halitoviç

Recep – Müfit – İbrahim – Ethem

Metin – Hayrettin – B. Erol – Salih

 K. Şenol – K. Erol